Nisa Suresinin 174. Ayeti Ne Anlatıyor?

Nisa suresinin 174. ayetinde ne anlatılıyor? Peygamber’in (s.a.v.) kesin bir delil, Kur’an’ın ise nur olduğunu bildiren âyet; Nisa suresinin 174. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...

Ayet-i kerimede buyrulur:

يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَٓاءَكُمْ بُرْهَانٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَاَنْزَلْنَٓا اِلَيْكُمْ نُورًا مُب۪ينًا

Ey insanlar, muhakkak ki size Rabbinizden bir burhan geldi ve biz size apaçık bir nur indirdik. (Nisâ, 4/174)

PEYGAMBER (S.A.S.) KESİN DELİL, KUR’AN İSE NURDUR

Bilgi:

İnsanların yaptıklarından dolayı hesaba çekilmesi ancak önceden bilgilendirilmelerine bağlıdır. Bilgilendirme olmadan ve gerçekler kesin şekilde ortaya konulmadan bir kimseyi sorumlu tutmak âdil olabilir mi?

İşte Yüce Allah, kesin delil ve nur olarak insanlara Peygamber’i (s.a.s.) ve Kur’an’ı gönderdiğini bildirmektedir. Artık Kur’an’ın gönderildiğinden haberdar olan hiç kimse, sorumluluktan kurtulamaz.

Mesaj:

  1. Hz. Peygamber (s.a.v.) Allah’ın elçisi ve hak peygamberdir, kesin delildir. Kur’an bizi doğruluğa ulaştıran ilahî nurdur.
  2. Kur’an’a ve Hz. Muhammed’e (s.a.v.) uyarak İslam nuruyla aydınlanırız.

Kelime Dağarcığı:

Burhân: Doğru ile yanlışı ayıran ve bütün şüpheleri gideren kesin delil, Hz. Peygamber (s.a.s.).

Nur: Işık, aydınlık olan, Kur’an.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

  1. Ey insanlar! Rabbinizden size kesin bir delil geldi ve size yolunuzu aydınlatan apaçık bir nûr indirdik.

اَلْبُرْهَانُ (burhân) kelimesi, “hüccet, kesin delil” mânasında olup bundan maksat Hz. Muhammed (s.a.s.)’dir. Çünkü onun en büyük özelliği, hakkın hak, bâtılın bâtıl olduğunu gösterecek deliller ortaya koymasıdır. Peygamberin (s.a.s.) mûcizeleri, onun delilleridir.

“Apaçık nur”dan maksat ise Kur’ân-ı Kerîm’dir. Kur’an, kalplere iman nurunun yerleşmesine vesile olduğundan bu ismi almıştır. Gözler Kur’an’la aydınlandığı gibi dinin hükümleri de Kur’an’la aydınlanır. Hâsılı Allah’a kâmil mânada inanıp O’nun gönderdiği İslâm dinine tam olarak sarılanlar doğru yolu bulacak ve Allah’ın nihâyetsiz rahmet, lutuf ve ihsanına ereceklerdir.

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com

İslam ve İhsan

PEYGAMBERLERE İMAN NEDİR?

Peygamberlere İman Nedir?

KİTAPLARA İMAN NEDİR?

Kitaplara İman Nedir?

İMANIN ŞARTLARI NELERDİR?

İmanın Şartları Nelerdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.