Nevşehirli İmam Camiyi Adeta Botanik Bahçesine Dönüştürdü

İmam hatip Ahmet Aydemir, görev yaptığı caminin içerisini çiçeklerle donatarak adeta botanik bahçesi haline getirdi.

Esentepe Mahallesi'ndeki Taşlıbel Camisi'nde 1992 yılında göreve başlayan Nevşehirli imam hatip Ahmet Aydemir, 1995 yılından itibaren camiye evinde hobi amaçlı yetiştirdiği çiçeklerden getirmeye başladı.

Mahalle sakinlerinin de desteğiyle zamanla adeta botanik bahçesine dönüştürülen caminin adı da iki yıl önce Çiçekli Cami olarak değiştirildi. Camide, 300'den fazla saksı çiçeği bulunuyor.

İmam hatip Ahmet Aydemir, camiyi mahallelilerin ve çocukların daha çok ilgisini çekecek hale getirdiği için mutluluk duyduğunu söyledi.

Bu çalışmasından dolayı geçen yıl Türkiye Diyanet Vakfı tarafından verilen "Uluslararası İyilik Ödülü"nü kazandığını anlatan Aydemir, şöyle konuştu:

"1995 yılında evimden çiçek getirmeye başladım. Cami cemaatinin hoşuna gitti, onlar da getirdi. Yaz kursuna gelen öğrencilerin dikkatini çekti. Şu an mahallemizdeki 300 öğrencinin camide çiçeği var. Buraya gelirler bakım yaparlar. Gayemiz camiyi, çiçeği, canlıyı ve çevreyi sevdirmek. Çiçeği seven çocuğun asla çevresine zararı olmaz, biz de böyle bir neslin yetişmesine vesile oluyoruz. Cenabı Allah'ın yeryüzündeki evleri olan camilerin her şeyin en güzeline layık olduğuna inanıyorum. Botanik bahçesi gibi olan bu camide çiçekler arasında ibadet yapmanın zevki ayrı oluyor."

"Yeşil bir alanda görevi yerine getiriyoruz"

Mahalle sakinlerinden İsmail Erdoğmuş da camiye gelenlerin girişten itibaren çiçeklerle karşılandığını, görüntünün kendilerini etkilediğini aktararak, "Ahmet hocadan Allah razı olsun. Buraları bu şekle getirip ayrı bir dekor kazandırdı. İnsan burada ormanların arasında namaz kılıyormuş gibi oluyor. Yeşil bir alanda görevi yerine getiriyoruz, çok memnunuz." dedi.

Ankara'dan gelerek Çiçekli Cami'yi ziyaret eden Feyzullah Okumuş, "Camide çiçeklerin oluşturduğu güzelliği çevremdekilere anlatmak için fotoğraflar çektim. Herkes çiçek yetiştirir, bunu yaparken bakımını yapıp sürdürmek önemli. Burada bunu gördük. Allah razı olsun." ifadelerini kullandı.

Camide yaz kursuna geldiği dönemde sahiplendiği çiçeğin bakımını yapan çocuklardan Emir Erkek de bazı günler içeride namaz kılıp çiçeği ile ilgilendiğini dile getirdi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.