Mazlum Müslümanlar İçin Okunacak Dualar

Müslüman din kardeşlerimiz için nasıl duâ etmemiz gerektiği ile ilgili hadis-i şerifleri ve Allah dostlarının dualarını sizler için derledik.

  • ALLAH KATINDA EN SEVİMLİ DUÂ

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur:

“Allah katında, kulun şöyle demesinden daha sevimli bir dua yoktur:

اَللّٰهُمَّ ارْحَمْ أُمَّةَ مُحَمَّدٍ رَحْمَةً عَامَّةً

«Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’e umûmî bir rahmet ile merhamet eyle!»” (Ali el-Müttakî, no: 3212, 3702)

  • HER MÜ'MİN İÇİN BİR HASENE

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır:

“Kim bütün mü’minlerin affedilmesi için istiğfâr ederse, Allah Teâlâ ona her bir mü’min için bir hasene yazar.” (Heysemî, X, 210)

  • SADAKA YERİNE DUÂ

Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-şöyle buyurmuştur:

“Kim sadaka verecek bir şey bulamazsa, duasında:

«Allâh’ım, kulun ve Rasûlün Muhammed’e salât eyle! Mü’min erkek ve mü’min kadınlarla müslüman erkek ve müslüman kadınlara da salât/rahmet eyle!» desin! Bu, onun için sadaka yerine geçer.” (İbn Hibbân, Sahîh, no: 903; Buhârî, el-Edebü’l-müfred, no: 640)

Rasûlullah Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır:

“Allah Teâlâ şöyle buyurdu:

«Eğer benim rahmetimi taleb ediyorsanız mahlûkâtıma merhamet edin!».” (Kıvâmü’s-Sünne, et-Terğîb ve’t-terhîb, II, 277/1581)

Sâib bin Yezîd (r.a) şöyle der:

Kıtlık senesinde Hz. Ömer (r.a)’in üzerinde bir elbise gördüm, tam on altı tane yaması vardı… Şöyle dua ediyordu:

“Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’i benim yüzümden helâk etme!” (İbn-i Saʻd, III, 320)

  • KİŞİYİ ALLAH DOSTLARINDAN YAZDIRACAK DUÂ

Mâruf Kerhî (k.s) da şöyle buyurur:

“Kim her gün on defa:

اَللّٰهُمَّ أَصْلِحْ أُمَّةَ مُحَمَّدٍ اَللّٰهُمَّ فَرِّجْ عَنْ أُمَّةِ مُحَمَّدٍ اَللّٰهُمَّ ارْحَمْ أَمَّةَ مُحَمَّدٍ

«Allâh’ım, ümmet-i Muhammed’in hâlini ıslâh eyle! Allâh’ım, ümmeti Muhammed’in sıkıntılarını gider! Allâh’ım, ümmet-i Muhammed’e rahmet eyle» derse Abdâl’dan (Allah dostlarından) yazılır. (Ebû Nuaym, Hilye, VIII, 366)

Ahmed bin Dahhâk şöyle anlatır: Rüyamda Şurayh bin Yûnus’u gördüm ve:

“–Rabbimiz sana nasıl muâmele etti?” diye sordum. O da:

“–Beni affetti ve lutuf olarak sarayımı Muhammed bin Beşir’in sarayı yanına yaptı” dedi. Ben hayretle:

“–Ama sen bizim yanımızda Muhammed bin Beşir’den daha üstün ve değerliydin?!” dedim.

“–Öyle deme!” dedi. “Allah Teâlâ bütün mü’minlerin amellerinden ona bir nasîb ihsân eyledi. Zira o Allah’a dua ederken:

اَللّٰهُمَّ اغْفِرْ لِلْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَالْمُسْلِمِينَ وَالْمُسْلِمَاتِ وَالْكَائِنِينَ مِنْهُمْ

«Yâ Rabbî, bütün mü’min ve müslüman kullarını ve onlardan meydana gelen nesilleri affeyle!» derdi.” (Ebû Nuaym, Hilye, X, 113)

  • ALLAH DOSTLARININ ÜMMET-İ MUHAMMED İÇİN DUÂSI

Bu sebeple Allah dostları, dualarında hep ümmet-i Muhammed’i düşünerek şu şekilde ilticâ etmişlerdir:

اَللّٰهُمَّ اغْفِرْ أُمَّة مُحَمَّدٍ

اَللّٰهُمَّ ارْحَمْ أُمَّةَ مُحَمَّدٍ

اَللّٰهُمَّ انْصُرْ أُمَّةَ مُحَمَّدٍ

اَللّٰهُمَّ احْفَظْ أُمَّةَ مُحَمَّدٍ

اَللّٰهُمَّ اجْمَعْ أُمَّةَ مُحَمَّدٍ

اَللّٰهُمَّ أَصْلِحْ أُمَّةَ مُحَمَّدٍ

اَللّٰهُمَّ فَرِّجْ عَنْ أُمَّة مُحَمَّدٍ

  • Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’i mağfiret eyle!
  • Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’e rahmet eyle!
  • Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’e yardım eyle, zafer nasîb eyle!
  • Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’i muhâfaza eyle!
  • Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’i bir araya getir ve yekvücût eyle!
  • Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’i ıslah eyle!
  • Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’in sıkıntılarını gider! (Bkz. Ebû Nuaym, Hilye, VIII, 366; İbn-i Asâkîr, Târîhu Dımeşk, XXXIX, 402)

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Allah cc razı olsun

    Allah swt razi olsun tüm bu duaları derleyen hazırlayan emeği geçenlerden amin. Siz beni mutlu ettiniz Allah swt sizleri mutlu eylesin iki cihanda amin

    Rahman ve Rahim olan Cemil ve Cemal olan Rabbimiz bizlere Merhamet duygusu ihsanbimiz

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.