Kuzey Suriye'de Neler Oluyor?

Hiç kuşkusuz Türkiye’nin önündeki en kritik konu son dönemde Suriye’de yaşanan gelişmeler. Özellikle Kuzey Suriye’de yaşananlar…

Suriye’nin Kuzeyinde olup biten, Türkiye-Suriye sınır hattında “PKK/PYD devletçiğini” tesis etme gayretleri ya da operasyonları şeklinde özetlenebilir. Bu operasyonda ABD, DAİŞ, Esed yönetimi ve PKK’nın Suriye’deki kolu PYD’nin kol kola olduğu izlenimi ağırlık kazanıyor.

Şöyle ki, baştan beri ne olduğu, kimin için çalıştığı belli olmayan ancak bugün proje bir örgüt olduğu çok rahat söylenebilecek IŞİD, Esed güçleriyle çatışmaktan sürekli imtina ediyor. Hedefinde, eli kanlı Esed güçlerine karşı savaşan Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) var. Esed’in, yerleşim bölgelerini dahi ayırt etmeyerek ölüm yağdıran varil bombalarının hedefinde de ne tesadüftür ki IŞİD mevzileri yok. Özgür Suriye Ordusu ve genelde diğer muhalifler var.

Esed rejiminin savaşmadan çekildiği yerlere IŞİD’in yerleşmesi de tabii ki tesadüf değil. Ardından da ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin IŞİD’in yerleştiği yerleri bombalaması başlıyor. Peşi sıra da PYD güçlerinin koalisyon güçlerinin kara birliği gibi hareket ederek söz konusu bölgelere karadan girmesi geliyor. Tel Abyad’da olduğu gibi IŞİD’in fazla direniş göstermeden bölgeyi PYD güçlerine teslim etmesi ile nihayetinde süreç tamamlanıyor. Böylelikle PYD hem kahraman hem de meşru bir aktör olarak bölgeye hâkim oluyor. Bu arada bombardıman ve çatışmadan dolayı bölge halkı göç etmek zorunda kalıyor. Tabii ki istikamet en güvenli ülke olarak görülen Türkiye…

Kaynak: Beytullah Demircioğlu, Altınoluk Dergisi, Temmuz 2015, 353. Sayı

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.