Kuşluk Vakti Nedir?

Kuşluk vakti: Sabah ile öğle arasındaki vakite verilen isimdir.

Kuşluk vakti, güneş doğduktan 50 dakika sonra başlayıp öğleye 20 dakika kalana kadar olan vakittir. Kuşluk namazı, bu vakitten öğleye 20 dakika kalıncaya kadar kılınır. Kuşluk vaktinde en az iki rekat namaz kılınır.

KUŞLUK VAKTİ KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, lafzen kısa ancak mânâsı geniş olan zikir ve duâları daha çok severdi.

Bir gün sabah namazını kıldıktan sonra, Cüveyriye -radıyallâhu anhâ- vâlidemiz namaz kıldığı yerde oturmakta iken, Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm- erkenden evinden çıktı. Kuşluk vakti eve döndüğünde Hazret-i Cüveyriye’nin hâlâ yerinde oturmakta olduğunu gördü.

*****

Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in dört kişinin taşıyabildiği Garrâ adlı bir yemek kabı vardı. Kuşluk

vakti girip Duhâ Namazı da kılındıktan sonra, içinde tirit bulunan bu yemek kabını getirdiler. Ashâb-ı kirâm da etrafına toplandı. Sahâbîler çoğalınca Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- diz çöktü. Bunu gören bir bedevî:

“–Bu nasıl oturuş?” diye sordu. Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de:

“–Allâh Teâlâ beni şerefli bir kul olarak yarattı, inatçı bir zorba değil!” buyurdu. Sonra sözüne şöyle devâm

etti:

“–Yemek kabının kenarlarından başlayarak yiyin. Ortasından yemeyin ki, yemek bereketli olsun!” (Ebû Dâvûd,

Et’ime, 17/3773)

*****

Nefs tezkiyesi, Cenâb-ı Hakk’ın üst üste yemin ederek dikkat çektiği mühim bir husustur. Nitekim Şems

Sûresi’nde buyrulur:

“Zât-ı ulûhiyyetim hakkı için; Güneş’e ve onun kuşluk vaktindeki aydınlığına, Güneş’i tâkip ettiğinde

Ay’a, onu açığa çıkarttığında gündüze, onu örttüğünde geceye, gökyüzüne ve onu binâ edene, yere ve onu

yayıp döşeyene, nefse ve ona birtakım kâbiliyetler verip de kötülük ve iyiliklerini (fücûr ve takvâsını) ilhâm

edene YEMİN OLSUN Kİ;

Nefsini kötülüklerden arındıran (maddî ve mânevî kirlerden temizleyen) mutlakâ kurtuluşa ermiş; onu

kötülüklere gömen de elbette hüsrâna uğramıştır.” (eş-Şems, 1-10)

İslam ve İhsan

KUŞLUK (DUHÂ) NAMAZI NASIL KILINIR?

Kuşluk (Duhâ) Namazı Nasıl Kılınır?

KUŞLUK (DUHA) NAMAZI NEDİR, NE ZAMAN KILINIR?

Kuşluk (duha) Namazı Nedir, Ne Zaman Kılınır?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.