Kıyametin Kopuşu Onunla Olacak

Kıyâmetin kopuşu İsrâfîl -aleyhisselâm-’ın Sûr’a üflemesiyle olacak ve diriliş de ikinci sûra üflenmesi ile gerçekleşecektir.

Kıyâmetin kopuşu İsrâfîl -aleyhisselâm-’ın Sûr’a üflemesiyle olacak...

Âyet-i kerîmede buyurulur:

“Sûr’a üflenince Allâh’ın diledikleri müstesnâ göklerde ve yerde ne varsa hepsi düşüp ölür. Sonra Sûr’a bir daha üflenince, hemen ayağa kalkıp bakışıp dururlar...” (ez-Zümer, 68)

Bu umûmî malumâtın yanında Sûr’a üfürülmesi husûsunda bir tasnîf daha vardır ki, buna göre Sûr’a üç defa üfürülecektir:

1. Nefhatü’l-fezâ: Tüm dünyâ donup kalacak.

2. Nefhatü’s-sâika: Her şey helâk olacak, böylece hiçbir tümsek kalmayacak, yeryüzü dümdüz hâle gelecek ve Samed olan Allâh’tan başka her şey helâk olacaktır.

3. Nefhatükıyâm-ı Rabbi’l-âlemîn: Allâh Teâlâ «Kalkın!» diye mahlukâtına nidâ edecek ve herkes ayağa kalkacaktır. (Tefhîm, IV, 591)

Allâh Teâlâ buyurur:

“(Son) Sûr’a üflenince, kabirlerinden Rablerine koşarak çıkarlar. «Vah hâlimize! Bizi uykumuzdan kim kaldırdı?» derler. Onlara: «İşte Rahman olan Allâh’ın vâdettiği budur, peygamberler doğru söylemişlerdi.» denir.” (Yâsin, 51-52)

VAY HALİMİZE DİYENLER!

Bazı zevâtın beyanına göre de, her ne kadar ehl-i küfür ve isyân, kabirlerinde muazzeb olacaklarsa da bu azap, cehennem azabına nazaran pek hafif görüleceği cihetle kabirdeki vaziyet, bir uyku vaziyeti gibi sayılarak bundan ayrılıp da öyle müthiş bir azaba tutulacaklar ki;

«Yâveylenâ/vah hâlimize!» diye feryâd ve figâna başlayacaklardır. (Bilmen, Tefsir, VI, 2943)

«Yâveylenâ/vah hâlimize!» sözünü, azâba giriftâr olanlar söyleyeceklerdir. Rivâyete göre birinci ile ikinci nefha arasında kırk sene içinde kabir azabı kaldırılacak, ölüler uykuya dalmış gibi bir hâlde bulunacaklardır. Bu sebeple kıyâmet sabahı dirilip cehennem azabına mâruz kalacaklarını anlayınca, feryad ü figâna başlayacaklar ve:

“Bizi uykumuzdan kim kaldırdı?” diyecekler.

Dolayısıyla burada unutulmaması gereken husus, kıyâmetin ne zaman kopacağı değil herkesin kendi kıyâmeti olan ölüme ve ölüm ötesine hazır olup olmayacağıdır.

Dünyâ, aldatıcı bir serâp, âhıret ise ölümsüz bir hayattır. Kıyâmetimiz olan ölüm gelmeden evvel uyanalım ki çâresiz bir nedâmetedûçâr olanlardan olmayalım. Zîrâ her fânîninmeçhûl bir zaman ve mekânda Azrâil’le karşılaşacağı muhakkaktır. Ölümden kaçılacak hiçbir yer yoktur. O hâlde insan:

“(Vakit kaybetmeden) Allâh'a koşun...” (ez-Zâriyât, 50) sırrından nasîb alarak rahmet-i ilâhiyyeyi yegâne sığınak kabûl etmelidir.

Has kullar, gün bugündür deyip kendi kıyâmeti kopmadan evvel ahirettedâriğini görenlerdir ki, o dehşetli kıyâmet gününde böyleleri için ne bir hüzün, ne de bir korku vardır.

Bu hususta son sözü Yûnus’unilticâsına bırakalım:

İlâhî cennet evine,

Girenlerden eyle bizi!

Varıp anda cemâlini,

Görenlerden eyle bizi!

Kaynak: İslam İman İbadet,Osman Nûri Topbaş

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.