Şahsiyeti

Hazret-i Hârise'nin Muhteşem Fedâkârlığı

Hazret-i Ali -radıyallahu anh- ile Hazret-i Fâtıma -radıyallahu anha- evlendiklerinde, Rasûlullah -sallâllahu aleyhi ve sellem-, Hazret-i Ali’ye: “–Bir ev ara!

Nûr Üstüne Nûr Olan Mübârek Simâ

Hilye, lügatte süs, ziynet, yüz ve ruh güzelliği demektir. Istılahta ise, Hazretyi Peygamber sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz’in, beşer kelâmının imkânları

Peygamber Efendimiz, Merhamet Sultanıdır

Âyet-i kerîmede buyrulur: “Andolsun size kendi içinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız Oʼna çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü

Müslümanların Vazifeleri Nelerdir?

Peygamber Efendimiz; fakir, yetim, kimsesiz ve dullara şefkat ve yakınlığı ile tanınırdı.

Peygamber Efendimizin Hıristiyanlarla Münâsebeti

Arabistan Yarımadası’nda, bilhassa Peygamber Efendimizin yaşadığı Mekke-Medine bölgesinde, Hıristiyanlık çok yaygın bir din değildi. Hıristiyanlar daha çok Arab

Peygamber Efendimiz'in Cömertliği

Dünyanın en cömert insanı kimdir?

Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Hayatından Kesitler

Resûl-i Ekrem Efendimiz, kısa zamanda dünyada hiçbir kralın ulaşamayacağı derecede imkânlara kavuştu.

Cenneti Müjdeleyen Hikâye

Allah Rasûlü’nün, dört kişinin taşıyabildiği garrâ adlı bir yemek kabı vardı.

Resûlullah Efendimiz’in Örnek Ahlâkı

Mübârek sîmâ ve mizâcının güzelliği Resûl-i Ekrem Efendimiz’in etrafına îtimat ve huzur telkîn eden mübârek yüzü, yüzlerin en güzel ve en temizi idi.

Peygamber Efendimiz'in Tevâzû Hâli

Başkalarını hor görerek kendini beğenmek kadar, insanı mânen helâk eden bir başka felâket yoktur. Bunun içindir ki Mevlânâ Hazretleri, birçok mânevî tehlikeden

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.