Hizmet

Hüdayi Vakfı Kurbanları 40 Ülkeye Ulaştıracak

Hüdayi Vakfı’nın 2019 kurban faaliyetleri hakkında Hüdayi Vakfı Genel Müdür Yardımcısı Serdar Eryılmaz ile konuştuk. Aziz Mahmûd Hüdâyi Vakfı, hayırsever vatand

Kanuni Sultan Süleyman'ın Hizmet Sevdası

Kanuni Sultan Süleyman nasıl bir padişahtı ve komutandı? Kanuni Sultan Süleyman'ın padişahlığı süresince verdiği hizmetler ve örnek kişiliği...

Şehit Çocuklarının Anısına Fidan Dikiyorlar

Ankara'nın Çubuk ilçesindeki şehit aileleri, 17 yıl önce oluşturdukları "Çubuk Şehitleri Ormanı"nda, çocuklarının doğum ve şehadet yıl dönümleri ile özel günler

Hüdayi Vakfı Aşevlerinde Toplu İftar Vermek İster Misiniz?

Hüdayi Vakfı, Ramazan ayı boyunca Üsküdar ve Küçük Çamlıca (İLAM) aşevleri başta olmak üzere tüm aşevlerinde binlerce kişiyi, aynı iftar sofrasında bir araya ge

Rahmet Mevsiminde Gönüllere Sofralar Kurulacak

Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı Genel Müdür Yardımcısı Serdar Eryılmaz Hüdayi Vakfı'nın 2019 yurt içi ve yurt dışı Ramazan faaliyetlerini İslam ve İhsan'la paylaştı.

İmam Hatip Liseleri Nasıl Açıldı?

Üstad Ali Ulvi Kurucu'nun hatıralarında ilk imam hatip okulunun kuruluş hikayesi anlatılıyor. Ali Ulvi Kurucu ve Celalettin Ökten Hocaların İmam Hatip Okulların

Aziz Mahmut Hüdayi Vakfı Nasıl Kuruldu?

Aziz Mahmûd Hüdayi Vakfı nasıl kuruldu? Kuruluş hikayesi nedir? İstanbul'dan dünyanın dört bir yanına uzanan yardım ve kardeşlik ağı nasıl oluştu? Osman Nuri To

Yapılan Hizmetler Nasıl Makbul Olur?

Hizmet, gelip geçici bir sevdâ değildir. Son nefese kadar aşk ve vecd ile îfâ edilmesi gereken yüce bir vazifedir. Bu itibarla hizmet ehlinin azığı sabır, dayan

Dünyada En Güzel Borç 'karz-ı Hasen'

Allah yolunda infak etmenin O’na güzel bir borç (karz-ı hasen) vermek gibi olduğu vurgulanır ve bunun imandaki ihlâs ve samimiyeti ortaya koyduğu belirtilir.

Allah Katında En Makbul Amel

Hayâtında hizmeti düstûr edinen kimse, yaşadığı cemiyette hangi mevkîde bulunursa bulunsun, Hak katında pek kıymetli bir makam sahibi demektir.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.