Kastamonulu Baba 3,5 Yaşındaki Engelli Oğlu İçin Evinde ‘Rehabilitasyon Merkezi’ Oluşturdu

Kastamonu’nun Ağlı ilçesinde yaşayan Bekir Köse, 3,5 yaşındaki engelli oğlunu yeni tip koronavirüs (Kovid-19) döneminde rehabilitasyon merkezine götüremeyince evinde ahşaptan, merkezde bulunan aletlerden yaptı.

İlçenin Yeşilpınar köyünde ikamet eden 35 yaşındaki Bekir Köse’nin serebral palsi (kas aktivitesi ve vücut duruşu ile ilgili bir grup problemi tanımlayan rahatsızlık) hastası oğlu Burak, Kovid-19 sürecinde tedavi amacıyla yeterince rehabilitasyon merkezine gidemedi.

ENGELLİ OĞLU İÇİN ‘REHABİLİTASYON MERKEZİ’ OLUŞTURDU

Oğlunun fizik tedavisini desteklemek isteyen Köse, ahşaptan yürüteç ve paralel bar gibi aletler ile evin içinde yine tedavide kullanmak amacıyla bir salıncak yaptı. Köse, kademeli normalleşme döneminde yeniden rehabilitasyon merkezine götürmeye başladığı oğluyla evinde de kendi yaptığı aletleri kullanmayı sürdürüyor. Oğluyla her gün evinin bahçesinde yürüyüşler yapan Köse, onun destek almadan yürüyeceği günün özlemiyle yaşıyor.

Bekir Köse, oğlunun 2017 yılının Kasım ayında prematüre olarak dünyaya geldiğini söyledi. Oğlunun rahatsızlığını bir yaşına kadar kimsenin fark etmediğini anlatan Köse, “Bir yaşına geldiğinde bacaklarında kasılma fark ettik. İlk önce Kastamonu’ya, daha sonra Ankara’ya doktora götürdük. Serebral palsi hastası olduğunu öğrendik. Fizik tedaviye başladık.” dedi.

Kovid-19 salgını sürecinde oğlunu yeterince fizik tedaviye götüremediğini belirten Köse, şöyle devam etti:

“Gittiğimiz yerlerde özel fizik tedavi merkezlerinde gördüğüm aletlere benzeterek kendi çapımda köyde ahşabını yaptım. Köydeki evimizin bahçesinde Burak’ı yürütüyorum. Burak ila kasılmalarını önleyici hareketler yapıyoruz. Yürüteç yaptım. Kendini dengede sağlaması için scooter benzeri alet yaptım, onunla yürütüyorum. Paralel bar var. Kol kaslarında da gerginlik var. İlk zamanlar emekleyemiyordu, şimdi daha rahat yürüyor ama bağımsız yürüyemiyor.”

Köse, oğlu için elinden geleni yaptığını vurgulayarak, “Onun bir adım atması, bizim için dünyalar kadar önemli. Sürekli kontrollere gidiyoruz. Yürümesini hızlandırmak için çabalıyoruz. Yaptığım bu aletlerle çocuğumun yürüdüğünü gördüğüm zaman çok mutlu oluyorum. İlerleyen süreçte bağımsız yürüyecek inşallah. Bir babanın en çok istediği şey çocuğunun yürümesidir. Benim çocuğum da Allah’ın izniyle doktorların tedavisi ve benim yaptığım aletlerle inşallah yürüyecek.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

İSLAM’DA ENGELLİ HAKLARI

İslam’da Engelli Hakları

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.