Havuza Girerken Nelere Dikkat Edilmeli?

Sıcak yaz aylarında serinlemenin en güzel yollarından biri olan yüzmek, genel vücut ve göz sağlığı için birçok tehlikeyi barındırıyor. O yüzden deniz veya havuza girenlerin tedbirli olmasında fayda var. Peki havuza girerken nelere dikkat edilmeli?

Uzmanlar, sıcak yaz aylarında serinlemenin en güzel yollarından biri olan havuzun genel vücut ve göz sağlığı için birçok tehlikeyi barındırdığına dikkat çekiyor. "Bu tehlikelerden uzak durmanın öncelikli yolu girilecek havuzun doğru seçilmesidir" diyen Kırklareli Devlet Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Yusuf Türkyılmaz, hijyenik şartları kötü olan havuzlara girildiği takdirde özellikle göz enfeksiyonlarının kapılmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi.

"KLOR GÖZ SAĞLIĞINIZI BOZABİLİR"

Havuzlarda hijyen sağlamak için kullanılan klorun aşırı kullanımının da gözlerde irritasyon meydana getirerek gözlerde kızarıklık ve yanmaya neden olabildiğini aktaran Türkyılmaz, "Bundan kaçınmak için özellikle aşırı duyarlı bireylerin yüzücü gözlüğü kullanmaları ve havuzdan çıktıktan sonra vücudu ve göz çevresinin düşük klor oranlı suyla yıkamaları gerekmektedir. Ayrıca kontakt lens kullanıcılarının havuza kontakt lens ile girmekten kaçınmaları, eğer girdilerse de gözlerde yanma oluşması durumunda kontakt lenslerini çıkararak lens solüsyonuyla yıkamaları göz sağlığının bozulmasını engellemek için yapmaları gerekenlerdir" dedi.

DENİZ SUYU DA GÖZ İÇİN ZARARLI 

Deniz suyunun yüksek tuz içeriği ile bakteriler için çok uygun bir yaşama ortamı olmasa da deniz suyu temizliğinin yer yer farklılık gösterdiğini de ifade eden Türkyılmaz, "Yüksek konsantrasyonda tuz bulundurması nedeniyle deniz suyunun gözlere teması alerjik reaksiyonları tetiklemekte ve yine bakterilerle maruz kalınması sonrası konjonktivit tablolarına neden olmaktadır. Bu nedenle denizde ve havuzda gözlerin açılmaması ya da yüzücü gözlüğü kullanılması yararlı olacaktır" ifadelerini kaydetti.

GÖZLER ETKİLENİRSE NE YAPILMALI? 

Havuz ya da denize girdikten sonra duş alınması gerektiğini ifade eden Türkyılmaz, "Klorlu ya da tuzlu suya maruziyet sonrası gözlerde kızarma, yanma gibi şikayetler oluştuysa gözler bol soğuk su ile yıkanmalıdır. Kızarıklık ve yanma bir günden fazla sürüyorsa göz hekimine başvurarak gereken tedavi düzenlenir. Ayrıca gözde enfeksiyona neden olan etkenler oldukça bulaşıcı olabildiğinden diğer aile fertlerine bulaşın engellenmesi gerekir. Havlular ayrılır, yastık kılıflarından bulaş engellenir, eller sık sık yıkanır. Bunun dışında bazı enfeksiyon etkenlerinin 7 ila 10 günlük kuluçka dönemleri olduğundan özellikle havuza girişlerden 7 ila 10 gün sonra gözde yanma, batma, sulanma, kızarma oluşursa derhal göz hekimine başvurulmalıdır" açıklamasında bulundu.

DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Gözleri koruman için yapılması gerekenler hakkında da bilgi veren Türkyılmaz, "Suya girmek için hijyenik suları tercih et. Gözlerini suda açma ya da deniz gözlüğü/yüzücü gözlüğü kullan. Kontakt lens kullanıcısı isen kontakt lens ile suya girme. Bu konuda çok istekli isen deniz gözlüğü kullan. Tatilde günlük kullan-at kontakt lens kullan. Sudan çıktıktan sonra duş al, göz çevresini bol su ile yıka, kurula. Suya girip çıktıktan sonra gözlerinde kızarma, yanma oluşmuşsa bol soğuk su ile yıka, varsa suni gözyaşı bol miktarda sık. Kızarma, yanma 1 günden fazla sürmüşse göz hekimine başvur. Göz enfeksiyonu geçirdiğin göz hekimi tarafından belirlenmişse aile bireylerine bulaşı engelle. Suya girdikten 7-10 gün sonra gözünde kaşınma, yanma, batma, sulanma ortaya çıktıysa kuluçka dönemi olan mikroorganizmalara bağlı bir enfeksiyon geçiriyor olabilirsin. Göz hekimine başvur. Tüm yaz ayları boyunca güneş gözlüğü kullanmayı ihmal etme" dedi.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.