Felç Riskini Düşüren Basit Yöntem

Nöroloji Uzmanı Dr. Beyza Çitçi Yalçınkaya, tüm inme hastalarının yüzde 80 gibi oldukça yüksek bir oranının, yaşam alışkanlıklarında alınacak tedbirlerle engellenebildiğine dikkat çekerek, “Özellikle düzenli yürüyüş, inmeyi önlemede ‘ilaç’ kadar etkili oluyor’ diyor.

Halk arasında “felç” olarak bilinen inme, sakatlanma ve ölüm riski oldukça yüksek bir hastalık. Öyle ki gelişmiş ülkelerde kalp hastalıkları ve kanserden sonra 3. ölüm nedenini oluşturuyor. Dünyada her yıl 15 milyon insan inme geçiriyor ve bunların üçte biri hayatını kaybederken, üçte biri de sürekli bakım ya da yardıma muhtaç kalıyor. 55 yaşın üzerinde, her 10 yılda bir risk yaklaşık 2 kat artsa da, inme her yaşta görülebiliyor. Tedavide geç kalındığında beyinde kalıcı hasar oluşturan inme aslında özellikle erken dönemde  tedavi edilebilen, hatta önlenebilen bir hastalık.

SİNİR HÜCRELERİNDE KALICI KAYIP

İnme; beyinde bir ya da daha fazla bölgenin ani gelişen beslenme bozukluğu nedeniyle hasara uğraması ve nöron denilen sinir hücrelerinin kalıcı kaybı sonucu oluşuyor. Beyindeki bu beslenme bozukluğu, o bölgeyi besleyen damarın bir pıhtı ile ani olarak tıkanması, damar cidarında gelişen ateroskleroz nedeniyle damarın kapanması ya da damarın yırtılarak o bölgede gelişen kanama sonucu gelişiyor. Nöroloji Uzmanı Dr. Beyza Çitçi Yalçınkaya, hasara uğramış sinir hücrelerinin yenilenme kapasitesinin oldukça düşük olması nedeniyle de beyinde kalıcı hasar oluştuğunu belirtiyor.

İNME BELİRTİLERİ

Vücutta oluşan hasar, inmenin beynin hangi bölgesinde oluştuğuna bağlı olarak çok çeşitli belirtilerle ortaya çıkıyor. Hastanın konuşma, yürüme, hissetme, anlama, denge sağlama, yutma, görme, solunum, mesane ile bağırsak fonksiyonları gibi pek çok işlevinde bozulma oluşuyor.  Dr. Beyza Çitçi Yalçınkaya, genel olarak vücudun yarısında felç ya da duyu bozukluğunun, inmenin en önemli kinik belirtisini oluşturduğunu vurgulayarak, “Bu belirtilerin 24 saatten uzun sürmesi  ‘inme’ anlamına geliyor” diyor.

 

KONUŞMA BOZUKLUKLARI

İnme belirtilerinin (vücudun bir yarısında uyuşma ve/veya güçsüzlük, konuşma bozukluğu ile görme bozukluğu ) 24 saatten kısa sürüp, düzelmesi “geçici iskemik atak” olarak adlandırılıyor. Bu durum inmenin öncü işareti olabiliyor.  Örneğin 1 saat süren konuşma bozukluğu, beynin konuşma merkezinin beslenmesinde bir sorun olduğunu gösteriyor. Üstelik geçici iskemik atak geçiren kişilerin inme riski yaklaşık 10 kat artıyor. Dr. Beyza Çitçi Yalçınkaya semptomların kendiliğinden kaybolmasının sorunun ortadan kalktığını göstermediği ve mutlaka bir doktora başvurmak gerektiği uyarısında bulunarak “Hızla nedene yönelik araştırma ve tedavi, kişiyi kalıcı inmeden koruyabiliyor. Bu durum önemsenmediği takdirde ise kalıcı hasar gelişebiliyor” diyor.

30 DK YÜRÜYÜŞ İNMEYİ ÖNLEYEBİLİR

İnme son derece ciddi komplikasyonlara yol açsa da, erken müdahale edildiğinde tedavi edilebiliyor, hatta yaşam alışkanlıklarına dikkat edildiği takdirde önlenebiliyor. “Örneğin orta derecede egzersiz yapmak, inme riskini yaklaşık yüzde 25 oranında azaltıyor” diyen Dr. Beyza Çitçi Yalçınkaya sözlerine şöyle devam ediyor:” Yapılan çalışmalar 30 dakika düzenli orta derecede yürüyüş ya da egzersizin inmeyi önlemede ilaç tedavisi kadar etkin olabildiğini göstermiş. Bu nedenle inme riskine karşı düzenli yürüyüş çok önemli. Yine taze sebze meyve ağırlıklı beslenmek de inmeden korunmada önemli bir etkeni oluşturuyor”

HATALI ALIŞKANLIKLARA DİKKAT!

İnmede risk faktörleri değiştirilebilen ve değiştirilemeyen olarak 2 başlık altında toplanıyor. Nöroloji Uzmanı Dr. Beyza Çitçi Yalçınkaya, değiştirilemeyen en önemli risk faktörünün ilerleyen yaş olduğunu belirtiyor. Bunun dışında genetik faktörler (ailede damar hastalığı öyküsü), cinsiyet, daha önce geçirilen inme, geçici iskemik atak ya da kalp krizi, diğer önemli değiştirilemeyen risk faktörlerini oluşturuyor. Değiştirilebilen risk faktörlerinin başında ise yüksek kan basıncı geliyor. Kalp ritim bozukluğu tiplerinden biri olan ve yaygın görülen atriyalfibrilasyon, diğer kalp hastalıkları, yüksek kolesterol, diyabet, migren, sigara tüketimi, fiziksel hareketin azlığı, alkol ve madde kullanımı, bazı ilaçlar, beyni besleyen şah damarında darlık ile beslenme alışkanlıkları da diğer değiştirilebilen risk faktörleri arasında yer alıyor.

İNMEDE SAATLER ÇOK ÖNEMLİ 

“İnme, tedavinin çok hızlı yapılması gereken bir hastalıktır” diyen Dr. Beyza Çitçi Yalçınkaya, tedavinin, semptomların ortaya çıkışından itibaren ne kadar erken yapılırsa, o kadar etkili olduğuna dikkat çekiyor. İlk saatler içinde müdahale edildiğinde beynin beslenmesini bozan pıhtının tedaviyle ortadan kaldırılabileceğini ve kalıcı hasarın önlenebileceğini belirten Dr. Beyza Çitçi Yalçınkaya şu bilgileri veriyor: “İnme beyin krizidir, hastaların donanımlı bir hastaneye ulaştırılması kalp krizinde olduğu gibi çok hızlı olmalı. Ayrıca tromboliz denen bu tedavinin, belirtilen zaman dilimi içerisinde, tecrübeli nöroloji hekimleri tarafından, yoğun bakım, radyoloji ile 24 saat nöroloji hekiminin bulunduğu hastanelerde uygulanması çok önemli.”

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.