Etiyopyalı Muhammed’in Ramazan Duası

Etiyopya’nın kuraklıkla boğuşan Afar eyaletinde yaklaşık 4 metrekarelik çadırında ailesiyle yaşamını sürdürmeye çalışan Muhammed Utban, bu Ramazan’da da yağmur yağması ve çorak toprakların can bulması için dua ediyor.

Etiyopya'nın kuzeydoğusunda yer alan ve Afrika’nın en sıcak noktalarından olan Afar eyaletinde göçebe hayatı süren halk, son yıllarda görülen ağır kuraklık şartları nedeniyle zor günler geçiyor.

Ana geçim kaynakları hayvancılık olan ve her yıl en az 2 kez yer değiştirerek su kaynaklarına ulaşmaya çalışan konargöçer çobanlar, geleneksel olarak kadınlar tarafından inşa edilen ince dallardan yapılmış derme çatma çadırlarda yaşıyor.

Hayvanlarının telef olmaması için büyük gayret gösteren çobanlar, bir yerlere yağmur yağdığı ve su olduğu haberini aldıklarında çadırlarını deve ve eşeklere yükleyerek yola koyuluyor.

Tüm Ramazan’ı sahip oldukları kıt kanaat imkanlarla geçiren konargöçer çobanlar, her şeye rağmen geleceğe dair ümitlerini koruyor.

YERLEŞİK HAYATA GEÇİYORLAR

Yeterli su ve otlak alanı bulamayan çobanlardan bazıları, son dönemlerde hayvanlarını satarak ya da başkasına emanet ederek yerleşik düzene geçmeye çalışıyor.

Eyaletin başkenti Semera’nın kırsalında 4 metrekarelik çadırında 2 eşi ve 8 çocuğuyla yaşayan 35 yaşındaki Muhammed Utban da çobanlığı bırakarak yerleşik hayata uyum sağlamaya çalışanlardan.

Bir devlet kurumunda her gün 12 saat güvenlik görevlisi olarak çalışan Utban, her ay eline geçen 1800 birr (yaklaşık 300 lira) ile ailesini geçindirmeye uğraşıyor ve bir gün elektriği olan, musluğundan su akan bir eve sahip olmanın hayalini kuruyor.

Geçimini artık çobanlıktan temin edemediğini ve su olmadığı için buraya yerleştiğini anlatan Utban, “Artık çobanlık yapmıyorum. Sahip olduğum tüm hayvanları kardeşime emanet ettim.” dedi.

Kazandığı parayla evine bakmasının güç olduğunu kaydeden Muhammed, akrabalarının ve komşularının kendisine yardımcı olduğunu ve birçok kişinin de ancak karşılıklı yardımlaşma sayesinde geçinebildiğini dile getirdi.

İFTARLARDA ÇORBA VE HURMA

Çocuklarından 4’ünü okula gönderen, 4'ünü de çalışmaları için hayvanlarını emanet ettiği abisinin yanına yollayan Utban, Ramazan ayını ibadetle ve çalışarak geçirdiğini söyledi.

Mübarek Ramazan ayında Kur'an-ı Kerim okumayı ve dua etmeyi ihmal etmediğini belirten Utban, “Ramazan’da Allah’tan cenneti istiyorum. Bizlere yağmur göndermesi için Allah’a dua ediyorum.” dedi.

İftarı çorba ve hurma, sahuru da birkaç kap yemekle geçiştiren Utban ailesi, güdecek hayvanları olmasına rağmen sofralarını etle donatacak lükse sahip değil.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.