Dünyada Elektriği Kullanan İlk Cami

Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'nın en önemli Osmanlı eserlerinden Gazi Hüsrev Bey Camisi'nin dünyada elektrikle aydınlatılan ilk cami olduğu iddia edildi.

Osmanlı Devleti'nin Bosna Sancak Beyi Gazi Hüsrev Bey tarafından 1531 yılında Mimar Sinan'a yaptırılan camiye, yakınlardaki tramvay hattından 1898 yılında elektrik verildi.

1878 yılından itibaren Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun hakimiyetine giren Bosna Hersek, o dönemde yeni buluşların denendiği yer olarak öne çıktı.

Gazi Hüsrev Bey Vakfı Müdürü Mustafa Vatrenjak, Gazi Hüsrev Bey Camisi'nin bölgedeki İslam mimarisinin en nadide eserlerinden biri olduğununa dikkati çekerek, şehrin merkezinde bulunması dolayısıyla elektriğin ilk olarak bu camiye verildiğini söyledi.

"İLK ŞEHİRLERDEN BİRİ"

O dönemde, Saraybosna'daki Miljacka Nehri kıyısına bir elektrik santrali kurulduğunu aktaran Vatrenjak, "Birtakım testler yaptıktan sonra şehirdeki bazı sokaklara elektrik verildi. Ardından, elektrikli tramvay için nehir boyunca kablo döşendi. Bu kablolar, Gazi Hüsrev Bey Camisi yakınına kadar getirilmişti. Zaman içinde bu elektrik santrali geliştirildi. Tüm şartlar uygun olduğunda ise 1898 yılında camiye 6 bin 500 ampul yakacak güçte elektrik verildi. Bu şekilde, Gazi Hüsrev Bey dünyada elektriği ilk kullanan cami oldu" ifadesini kullandı.

Avusturya-Macaristan'ın o dönemde bölgeyi bazı teknolojilerin testi için kullandığını söyleyen Vatrenjak, tramvayın nasıl çalıştığını görmek ve güvenlik seviyesini ölçmek için Saraybosna'ya getirildiğini ve buradaki denemelerden sonra Viyana'ya götürüldüğünü, bu şekilde Saraybosna'nın tramvayı Avrupa'da ilk kullanan şehirlerden biri olduğunu anlattı.

ESKİ GELENEKLER DEĞİŞİME UĞRADI

Her ne kadar test amacıyla da olsa Gazi Hüsrev Bey Camisi'nin "dünyada elektriği ilk kullanan cami" olmasını önemli bulduğunu ifade eden Vatrenjak, camiye elektrik verildikten sonra asırlardır süregelen bazı geleneklerin de değişime uğradığını söyledi.

Elektrikten önce caminin kandillerini yakan ve bakımını yapan görevlilerin olduğunu anlatan Vatrenjak, vakıfnamelerde bu mesleğin "zor ve emek harcanması gereken işler" olarak nitelendirildiğini kaydetti.

Vatrenjak, Gazi Hüsrev Bey Camisi'nin kuruluşundan bu yana ezan okuma şeklinin değişmediğini, minareden ezan okuma geleneğinin devam ettiğini söyledi.

Cami imamlarından Salih Halilovic de Gazi Hüsrev Bey Camisi'nin dünyada elektriği ilk kullanan cami olmasından gurur duyduğunu belirterek "Küçük bir ülke ve milletiz ama tarih boyunca gurur duyacağımız ve mutlu olacağımız çok şeyimiz var." şeklinde konuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.