Dünya Aslında İki Gezegen

ABD’deki California Üniversitesi, Dünya’nın 4.5 milyar yıl önce ‘Theia’ adlı bir gezegenle ‘kafa kafaya’ çarpışması sonucu bugünkü halini aldığını buldu.

Çarpışmanın ortaya çıkardığı güç Dünya ve ‘Theia’nın birleşerek tek bir gezegene dönüşmesine neden oldu.

Kopan bir parça gezegenin yörüngesine girerek Ay’ı oluşturdu. Theila teorisi 2014 yılında Alman bilimciler tarafından da gündeme getirilmişti.

Ancak son bulgular Theia’nın cüce gezegen değil Mars büyüklüğünde, çarpışmanın da sıyırmadan ibaret olmadığını kanıtladı.

Araştırmada Ay’dan getirilen taşlar Hawai ve Arizona’dan alınan volkanik kayalarla karşılaştırdı. Buna göre Ay ve Dünya’ya ait iki grup taşta bulunan oksijen izotopları arasında hiçbir fark yok.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Selamünaleyküm. Atmosferin yaratılışını Fussilet suresi-11.Ayet yazar.Theia gezegeninden gelen demir çekirdeğe ilk dönüş emri ve gaz halindeki göğe katlar halinde oluşması için ilk emir ALLAH tarafından verilir.Böylece atmosfer ve manyetik alan 2 devirde yaratılır.Merkür gezegeni de Theia gibi demirden oluşmuştur.Kuranda bilimle ilgili onlarca bilim ayeti var ama öğrencilerin din dersi kitaplarında hiç biri yazmıyor.(www.isikdamlalari.com)

    Selamünaleyküm. Hadid suresi 25. Ayette yazan , gökten indirilen mizan Theia gezegeniydi ve demir yüklüydü.Dünyanın ağırlığı arttığı için teraziler kalibrasyon edildi.Terazilere gezegenlerin kütlesi etki ediyor.Dünyanın merkezine batarak demir çekirdeği oluşturdu.Böylece göğün 7. katı olan ve atmosferi koruyan manyetosferin oluşması sağlandı.

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.