Çocuklarımızın Gönüllerine ve Zihinlerine Yöneleceğiz!

İstanbul Gönüllü Eğitimciler Derneği (İGEDER) tarafından Haliç Kongre Merkezi'nde 18-20 Mart tarihleri arasında düzenlenen "Uluslararası Erken Çocukluk Eğitim Kongresi" yoğun katılımla sona erdi.

"Uluslararası Erken Çocukluk Eğitim Kongresi"nin kapanış oturumunda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Eğitimin altyapısını yenileme konusunda gösterdiğimiz başarıyı, eğitimin muhtevasını geliştirmede aynı şekilde ortaya koyamadığımızı görüyorum. Evet çok güzel okullar inşa ettik, sınıfları öğretmensiz bırakmadık ama burada çocuklarımıza nasıl bir eğitim vermemiz gerektiği konusunda yeteri kadar ilerleme kaydedemedik. Önümüzdeki dönem, eğitimde içeriğe yoğunlaşacağımız, çocuklarımızın gönüllerine ve zihinlerine yöneleceğimiz bir dönem olmalıdır diye düşünüyorum." dedi.

tayyip_erdogan

Programa katılan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ise yaptığı konuşmada, son iki yılda okul öncesi öğrenci sayısında yaklaşık 150 bin artış sağlandığını söyledi. Avcı, “2001 – 2002 eğitim öğretim yılında bu kademedeki okullaşma oranı yüzde 11 iken, bugün itibariyle 5 yaşta yüzde 70’e ulaşmıştır. Bu kademede 2002’de 14 bin 295 olan öğretmen sayımız bugün itibariyle 72 bin 228’e ulaşmıştır. Aynı dönemde derslik sayımız da 11 bin 314’ten 58 bin 265’e yükselmiştir.” dedi.

Avcı, “2002 yılına kadar ihmal edilen ve sadece kreş mantığı ile çalışan son derece sınırlı, dar kapsamlı okul öncesi eğitim hizmetleri, hükümetlerimiz döneminde ayrı bir önceliğe sahip olmuştur. 2014 yılında Temel Eğitim Genel Müdürlüğü bünyesinde Erken Çocukluk Eğitimi Daire Başkanlığı’nı kurduk. Fiziki mekanlardan tam kapasiteyle yararlanmak için günde 6 saat ve yarım günlük eğitim modeline geçtik.” diye konuştu.

NABİ_AVCİ

20 BİN ÇOCUĞA OKUL ÖNCESİ DESTEĞİ

Mevzuata, resmi okul öncesi eğitim kurumlarında eğitim hizmetlerinin ücretsiz olduğu hükmünü eklediklerini belirten Avcı, şöyle devam etti: “Böylece ekonomik sebeplerin okul öncesi eğitime engel olmasına mani olmaya çalışıyoruz. Şartlı eğitim yardımı uygulamasından okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden çocukların da faydalanmasını sağladık. Yaklaşık 20 bin çocuğumuza maddi destek vererek okul öncesi eğitimden faydalanmasını temin ettik.”

Çalışan annelerin tam gün talebini karşılamak için çocuk kulüplerini yaygınlaştırdıklarını söyleyen Bakan Avcı, “Faaliyetlerini çeşitlendirdik, daha da çeşitlendireceğiz. Farklı kurumlara bağlı faaliyet gösteren okul öncesi eğitim kurumlarını bakanlığımız bünyesine, e-okul sistemine dahil ettik. Fiziki mekan sorununu çözmek için bir ve iki derslikli ana okulu projeleri hazırlayarak bütün illere gönderdik ve ek ana sınıfı yapımlarını hızlandırdık. Bütün erken çocukluk eğitimi kurumlarına ücretsiz eğitim materyalleri dağıttık, dağıtıyoruz. Yürütülen bu faaliyetler neticesinde son 2 yılda okula devam eden çocuk sayısında yaklaşık 150 bin artış sağlanmıştır. Bu, birçok ülkenin erken çocukluk eğitimindeki toplam öğrenci sayısından daha fazladır.” şeklinde konuştu.

ahmet_topbas

OKULLAŞMA ORANI YÜZDE 70’E ÇIKTI

2001 – 2002 eğitim öğretim yılında bu kademedeki okullaşma oranının yüzde 11 iken, bugün itibariyle 5 yaşta yüzde 70’e ulaşıldığını kaydeden Avcı, “Okul öncesi eğitim alanındaki gelişmeler sadece okullaşma oranlarıyla da sınırlı değildir. Bu kademede 2002’de 14 bin 295 olan öğretmen sayımız bugün itibariyle 72 bin 228’e ulaşmıştır. Aynı dönemde derslik sayımız da 5 kattan daha fazla artarak 11 bin 314’ten 58 bin 265’e yükselmiştir.” ifadelerini kullandı.

Konuşmalardan sonra kongrenin hazırlanmasında destek sağlayan eğitimcilere plaket verildi.

2016-03-20-cocuk-03

 

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.