Cennette Beraber Olabilecek Miyiz?

Rasûlullah bu kadar içimizdeyken, bize bunalmak, hüzünlenmek düşer mi? Bizim hüznümüz de, korkumuz da “Cennette beraber olabilecek miyiz?” korkusu olsun; aynı Sevbân’ın derdi gibi olsun derdimiz... Üzüleceksek, ağlayacaksak, O’nsuz geçen vakitlerimize ağlayalım…

İşte Sevbân’ın derdi, o hakikî derdin hüznü ile yaşarsın gözlerimiz…

Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in bir sohbetinde Sevbân -radıyallâhu anh-, Habîbullâh’a pek derin ve dalgın bir sûrette bakıyordu. Gâyet de ıztıraplı bir hâli vardı. Öyle ki, onun bu hâli, Âlemlerin Efendisi’nin dikkatini çekti. Merhametle sordular:

“-Yâ Sevbân! Nedir bu hâlin?”

Sevbân -radıyallâhu anh-, bu iltifat ile muhabbet çağlayanı hâline gelen sevdâlı gönlüyle şöyle dedi:

“-Anam, babam ve bu cânım Sana fedâ olsun, yâ Rasûlallah! Senin hasretin beni öyle yakıp kavurmaktadır ki, nûrundan ayrı geçirdiğim her an, bana ayrı bir hicran olmaktadır. Dünyada böyle olunca âhirette nice olur diye dertleniyorum. Orada Siz peygamberlerle beraber olacaksınız. Benim ise, ne olacağım ve nerede bulunacağım belli değil! Üstelik cennete giremezsem, Sizi görmekten tamamen mahrum kalacağım! Bu hâl beni yakıp kavuruyor ey Allâh’ın Rasûlü!”

BUNLAR NE GÜZEL ARKADAŞTIRLAR

Bunun üzerine şu âyet-i kerîme nâzil oldu:

“Her kim Allâh’a ve Rasûlü’ne itaat ederse, işte onlar, Allah Teâlâ’nın kendilerine nîmetler ihsân ettiği peygamberler, sıddîklar, şehidler ve sâlihlerle beraberdirler. Bunlar ne güzel arkadaştırlar!..” (en-Nisâ, 69)

Bu âyet-i kerime, hakiki âşıklara ne büyük bir müjdedir! Peygamber Efendimiz bu âyet-i kerîmeyi okumakla yetinmemiş ve Sevban’a dönerek:

“-Kişi sevdiği ile beraberdir…” buyurmuştu. (Buhârî, Edeb, 96)

Yine başka bir rivayette Said bin Mansur ve İbn-i Münzîr -rahimehullâh- Şa’bi -radıyallâhu anh-’tan şöyle rivâyet etmişlerdir:

Ensar-ı kirâmdan bir zât, Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e gelerek:

“-Ey Allâh’ın Rasûlü! Eğer ben evimdeyken Sizi hatırladığımda, gelip Sizi görmezsem, o kadar daralıyorum ki, rûhumun bedenimden çıkacağını zannediyorum.” dedi ve ağlamaya başladı. (Said ibn-i Mansur, es-Sünen, No:661, 4/1 308; Süyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr, 2/588)

YOL BULALIM VE ARINALIM

Ebû Zer el Gıfârî -radıyallâhu anh- da şöyle buyurur:

“-Vallâhi Rasûlullah âhirete göçerken bizi öyle bir hâlde bırakmıştı ki, bir kuş gökte kanat çırpsa, onun bu hareketi bize Rasûlullâh’ın bir hadîsini hatırlatırdı. Çünkü Âlemlerin Efendisi, bize; «Cennete yaklaştıran, cehennemden de uzaklaştıran ne varsa, hepsi size açıklanmıştır.» buyurmuştu. (Ahmed bin Hanbel, V, 153, 162; Heysemî, VIII, 263)

İşte kıymetli kardeşim;

O eşsiz, mûtenâ hayatta, her türlü güzellik ve şifâ var. Yeter ki, biz okumayı bilelim. Satır satır O mübarek gönle yol bulalım ve arınalım.

Bu yıl, Rabîülevvel hediyemiz de bu olsun! Haydi, Allâh’ın Rasûlü ile evlerimize dönelim!..

Kaynak: Halime Demireşik, Şebnem Dergisi, 130. Sayı, Aralık 2015

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.