nasihat   (1805 içerik bulundu)

Nebevî Terbiyede Usûl: Sohbetler

Seyr u sülûkte tatbik edilegelen umûmî ve husûsî pek çok terbiye usûlü vardır. Bu usûllerden biri de "sohbet"lerdir. Osman Nûri Topbaş Hocaefendi'nin "sohbet" h

Zâlim ve Fâsıklardan Uzaklaşmak

Bir mü’min için Hak dostları ve sâlihlerle beraber ve hemhâl olabilmek, tâlihlerin en büyüklerindendir. Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, sâlihlerle ülfeti

Diyetler ve Egzersizler Zayıflamak İçin Yeterli mi?

Avustralyalı bilim insanlarının araştırması, yavaş ve istikrarlı kilo verenlerin de hızlı zayıflayanlar gibi ilerde kaybettikleri kiloları aynı şekilde geri ala

Ehl-i Beyt'in İslam Kültüründeki Önemi Nedir?

Muhterem Osman Nuri Topbaş Hocaefendi, İslam kültüründe seyyidliğin yerini ve İslam tarihinde Ehl-i Beyt'e verilen önemi anlattı. Osman Nuri Topbaş Hocaefendi,

Herkes Kur'ân'ı Okuyup Öğrenebilecek

Diyanet İşleri Başkanlığı, mesai saatlerinden dolayı camilerde gün içerisinde verilen Kur'an kurslarına katılamayan çalışanlar için mesai saatleri sonrasında Ku

Tarikatların Bozulma Sebepleri

Ebû’l-Hasan Harakānî Hazretleri buyurur: “İki kişinin dinde çıkardığı fitneyi, şeytan bile çıkaramaz: Dünya hırsına sahip âlim, İlimden mahrum ham sofu

"Kıyame 6: İnsan 'kıyamet Günü De Ne Zamanmış?' Diye Sorar"

Müslümanlar tarih boyunca kıyametin ne zaman kopacağını merak etmiştir. Bu konuda Cenab-ı Hak, Kıyame Suresi 6. ayette: “(İnsan) «Kıyâmet günü de ne zamanmış?»

İdarecilerin Yönetim Hassasiyetleri Nasıl Olmalı?

Hak yolunda ön saflarda bulunmak, hem bereketli hem de mes’ûliyetlidir. Zira önde bulunanların güzellikleri etraflarına tesir ettiği gibi, bunun zıddına yanlışl

Bin Yıllık Hikmet Bu Kitapta

Kutadgu Bilig, Yusuf Has Hâcib tarafından 11. yüzyılda yazılmış, Türk dilinin, edebiyatının ve kültür tarihinin mühim kaynaklarından biridir. Karahanlılar’ın Hâ

Son Nefes Neden Önemlidir?

Son nefes; buğusuz, berrak bir ayna gibidir. İnsan kendisini en doğru şekilde son nefesinde tanır. O anda güzellikleri ve çirkinlikleriyle bütün bir ömrü, kalp

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.