Allah (c.c) Ona Cennetin Yolunu Kolaylaştırır

Kişiye cennetin yolunu kolaylaştıran amel hangisidir? Müslümanın sağlam bir eğitim için dikkat etmesi gereken beş husus nedir?

Allah’ın halifesi olarak yeryüzüne gelen ve evreni imar hedefi kendisine yüklenen insanoğlunun asli vazifesi kulluktur. Dünyadaki kulluğun ebedi hayattaki mükâfatı cennet ve ötesidir. Cennete gitmeyi kolaylaştıran yol ise hayat boyu eğitimdir. Hz. Peygamber Efendimiz buyurur:

Bir kimse ilim elde etmek için bir yola girerse, Allah da ona cennetin yolunu kolaylaştırır.” (Müslim, Zikr 38; Ebû Dâvûd, İlim 1; Tirmizî, İlim 19).

İLK VAHİY "OKU"

Hz. Peygamber Efendimiz ümmȋ olduğu yani okuma yazma bilmediği halde kendisine gelen ilk vahyin “Oku!” emri ile başlaması câlib-i dikkat bir husustur. Allah Teâlâ gücünün yetmeyeceği bir şeyi kuluna yüklemeyeceğine göre Resül-ü Ekrem’e kırk yaşında gelen “oku” emri acaba neyi ifade ediyordur?

İlk gelen âyet okumayı emrediyor, ancak okunması gereken şeylerden bahsetmiyor. Ama nasıl bir okuma yapılması gerektiğini ve okumanın hedefini açıkça beyan ediyor. Bu da gösteriyor ki, usulüne uygun ve hedefe yönelik yapılan her okuma makbuldür.

Yöntemi de hedefi de ilk inen ayetler net bir şekilde ortaya koyuyor:

“Oku, Rabbin ismiyle ki, o yaratmıştır. İnsanı alaktan yaratmıştır. Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir. Kalemle yazmayı öğreten O’dur. İnsana bilmediklerini öğreten O’dur.” (Alak: 1-5).

Yüce Allah’ın adıyla yapılan ve yaratılış ile buluşturan bir okuma maksattır. Yaratılış gayesini kavramaya yönelik yapılacak bu okumanın hayatın her evresinde olması ise kaçınılmazdır. Bu hikmeti kavramış olan Yunus Emre ne kadar veciz ifade eder:

İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir,
Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır?

YARATILIŞ SIRRINA VAKIF OL

Okuyup yaratılış sırrına vakıf olan kişi kendi aczini idrak eder. Böylece ilk basamağı geçen insan, gücünü evrenin sahibi olan Allah’tan alarak sonsuz okumalara dalabilir. Nitekim bu gücü arkasına alan Müslümanlar yerküreyi okumanın yanı sıra evrenin derinliklerine doğru incelemeler yapmıştır. İlk okumanın bu yönü ile enfüsi bir okuma olması gerekir. İnsan enfüsi okumayı içe dönük olarak; kendini tanıma ciheti ile gerçekleştirir. Sonra afaki okuma gelir ki; dış okuma denilen bu okuma bütün evreni içine alır.

Nihayet okuma denilen; var oldukça devam eden vazife Hak Teâlâ’yı bilmeye yönelik olarak sonsuza kadar devam eder.

CENNETİN YOLUNU KOLAYLAŞTIRIR

Allah’ın halifesi olarak yeryüzüne gelen ve evreni imar hedefi kendisine yüklenen insanoğlunun asli vazifesi kulluktur. Dünyadaki kulluğun ebedi hayattaki mükâfatı cennet ve ötesidir. Cennete gitmeyi kolaylaştıran yol ise hayat boyu eğitimdir. Hz. Peygamber Efendimiz buyurur:

Bir kimse ilim elde etmek için bir yola girerse, Allah da ona cennetin yolunu kolaylaştırır.” (Müslim, Zikr 38; Ebû Dâvûd, İlim 1; Tirmizî, İlim 19).

Talebeliğim yıllarında bu hadisin müjdesini yaşamak için yaşlı yaşlı amcaların her gün akşam yatsı arası koltuklarının altında kitaplar ile ders yaptıklarını görürdüm. Tek dertleri âhir ömürlerini bir ilim talebesi olarak geçirmekti. Nitekim kadim geleneğimizde yaşı ne kadar ileri olursa olsun âlimlerimiz eğitim vermenin yanı sıra kendileri de ilim talep işini hiç ihmal etmemişlerdir. Hocam Emin Saraç Efendi hayat boyu ilmin ehemmiyetinden bahsederken Türkiye’den Mısır’a hicret eden büyük âlimlerimizden Muhammed Zahid el-Kevserȋ’nin -kendisi de büyük bir âlim olduğu halde-, orada meşhur âlimlerden Muhammed Bahit el-Mutȋi’nin el-Hidaye derslerine katıldığını bizlere anlatırdı.

İLMİN ALINABİLMESİ İÇİN BEŞ HUSUS

Her Müslümanın son nefesine kadar ilim talep etmesi gerektiği elbette izahtan varestedir. Ancak bu eğitimin sağlam bir şekilde alınabilmesi için şu beş hususun bulunması gerekir:

  • a) İstekli talebe: Her Müslüman dinini öğrenmek için isteklidir.
  • b) Himmeti yüksek hoca: Allah’a hamdolsun ki, memleketimizde henüz hoca kıtlığı yaşamıyoruz. Himmeti yüksek olanı da arayıp bulmak bizim vazifemizdir.
  • c) Kaliteli bir program: Her işin başı usuldür. Usulü olmayanın vusulü olmaz denilmiştir. Bu yüzden yapılacak olan eğitim faaliyetinin bir programa bağlanması şarttır. Bu da hocanın gayreti ile ortaya çıkacaktır. Talebe olan bizler bu programa harfiyen riayet etmeyi bir vecibe olarak addetmek durumundayız.
  • d) Hedefe ulaştıran kitaplar: Eğitimin sağlıklı olabilmesi için kitap üzerinden olması gerekir. Bu noktada kitap tercihinin doğru bir şekilde yapılması gerekir.
  • e) Teşvik eden bir ortam: Yukarıda sayılan şartların hepsinin gerçekleşebilmesi okumayı teşvik eden bir ortamın olması ile mümkündür. Okumanın, tahsilin teşvik edilmediği bir ortamda, kaliteli bir eğitimin olması mümkün değildir.

Netice-i kelâm olarak diyebiliriz ki; son nefese kadar ilim ortamının teşvik edilmesini temin edecek en önemli düstur, “Ya âlim ol ya öğrenci ol, yahut dinleyici ol, ya da bunları seven ol. Sakın bunların dışında bir beşincisi olma ki helak olursun.” ilkesidir. Toplumda ilimle meşgul olmak özendirilmiyor ise toplum olarak helak olmak/tarih sahnesinden düşmek kaçınılmaz olmuştur.

Kaynak: Ahmet Hamdi Yıldırım, Altınoluk Dergisi 2020 Ekim, Sayı: 416

İslam ve İhsan

İSLAM’DA İLİMLE AMEL ETMENİN ÖNEMİ VE FAZİLETİ

İslam’da İlimle Amel Etmenin Önemi ve Fazileti

DÜNYA VE AHİRETİMİZE FAYDA VEREN İLİM

Dünya ve Ahiretimize Fayda Veren İlim

İLİM ÖĞRENMENİN FAZİLETİ İLE İLGİLİ HADİSLER

İlim Öğrenmenin Fazileti İle İlgili Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.