122 Yaşındaki Fidan Nineden Uzun Yaşamanın Sırları

Tunceli’de yaşayan 122 yaşındaki Fidan Özcan, uzun yaşamanın sırrını başta yoğurt olmak üzere doğal hayvansal gıdalara bağlıyor.

Tunceli’nin Mazgirt ilçesine bağlı Yeni Mahalle'de oğluyla birlikte yaşayan ve 3 kez evlenen 122 yaşındaki Fidan Özcan’ın bu evliliklerden 10 çocuğu oldu. Fidan ninenin bir çocuğu 100 yaşında hayatını kaybetti, geriye kalan 9 çocuğundan 42 torunu bulunuyor. Fidan nine, uzun yaşamasının sırrını başta yoğurt olmak üzere tükettiği doğal hayvansal gıdalara bağlıyor.

BU YAŞINA RAĞMEN CİDDİ SAĞLIK PROBLEMİ YOK

Yaşına rağmen çok ciddi sağlık problemi olmayan Fidan ninenin sadece gözlerinde görme problemi bulunuyor. Torununun desteğiyle yürüyen Fidan nine, her sabah dışarı çıktığında dua etmeyi de ihmal etmiyor. Fidan nine, “10 çocuğum vardı biri öldü. Torunlarımın sayısını bilmiyorum” diyor.

"YOĞURT YERDİM"

En çok yoğurdu sevdiğini belirten Fidan nine, “Gündüz iki öğün yemek yiyorum. Sabahları yoğurt, öğleyin de bütün yemekleri yiyebiliyorum. Sabah kahvaltıda yoğurt, çökelek yerdik. Öğlen ve akşam da yöresel yemeklerden olan sırım yerdik" şeklinde konuştu.

Ninesini çok sevdiğini belirten torunlarından Özlem Öztürk, “122 yaşında olması bizleri onurlandırıyor. Ninemizi çok seviyoruz. Kaybetmeye korkuyoruz. Ben de babam da kendisini çok seviyoruz” diye konuştu.

Gelinlerinden Beser Öztürk ise, “Kaynanam yağ, çökelek, ayran ve yoğurt tüketiyor” diye konuştu.

Kaynak: İHA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • allah razı olsun

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.