varlık

Doğuma Hazırlanan Bebek

Anne karnındaki bebeğin 37. haftadan sonraki evreleri, yaşadıkları...

Ramazan Ayında Beş Bin Secde

Ramazan ayı boyunca müminlere 5 vakit namaz, teravih ve teheccüd namazı ile yaklaşık 5 bin kadar secde etmeleri ihsan olunur. Böylece Allah’a kavuşmanın kesintisiz zevkini yaşarlar ve ümmet-i Muhammed arasında secdenin gönül birliği ile evrensel bir feyz akımı cereyan eder.

Aşıkların Mutluluğu

Dünya dedikleri bu eski sinemaya şöyle bir baktığımızda, eski bir filmin içinden çıkıp gelen hüzün evlerin başköşesine kurulurken zamanın yağmurunda ıslanan faniler için iki tane mezar taşı dikilmiş orda öylece durmaktadır. Âşıklar ise tüm bunların ötesinde alevden denizlerden mumdan kayıklarıyla geçmenin mutluluğu içindedirler.

Öyle Bir Yaşa ki Müjde İle Öl!

Her geçen gün biraz daha yaşlanıyor ve farkında olmadan kesintisiz bir şekilde ölüme doğru yol alıyoruz. Bütün dünyevî varlıklar gibi fânîliğe mahkûm... Gerçek ve sonsuz hayat ise, beşikle tabut arasındaki mesafeye sığmayacak kadar ulvî ve ebedî bir hakikat!.. Böylesine sonsuz bir hayat karşısında dünya hayatı, deryadan bir katre kabîlinden değil midir?

Sabreden Sabır Kazanıyor

Sabrın, âdetâ kendi kendini yenileyen bir özellik taşıyor. “Kim sabretmek için gayret sarfederse, Allah ona sabır verir”  beyanı, sabrı temin eden gücün yine bizzat sabır olduğunu anlatmaktadır.

Dünyada Kazanırken Kaybetme!

Dünya, âhirete kıyasla “gündüzün bir saatten de az bir vaktinde bir ağaç gölgesinde gölgelenmek” kadar kısa… Lâkin bu kısa anlar topluluğu, ebedî hayatımızın nasıl olacağının belirleyicisi… Âhiret için azık elde etmeye geldiğimiz bu dünya, ne mal biriktirmek, ne varlıklarla öğünmek için bulunduğumuz bir yer…

Bugün Müslümanların En Büyük Problemi Nedir?

İslâm; hukuk, siyaset, toplum ve ekonomi prensipleri ile çizgileri net bir din olarak başta Kur’ân-ı Kerîm’de, ardından onun tefsiri olarak da sünnet-i seniyyede en geniş tarifi ile karşımıza çıkmaktadır. İslâm bu kadar kesin ve net bir din iken, bugün Müslümanların en büyük problemi, İslâm’ı doğru bir şekilde öğrenip algılamakta yatmaktadır.

Allah'ı -celle celâlühû- Görecek Miyiz?

Dr. Murat Kaya, Peygamber Efendimiz -selallahu aleyhi vesellem-'e "Cennette Allah'ı görebilecek miyiz?"diye soran sahabe-i kirama Efendimiz'in cevabını anlatıyor.

Gönül Dergâhından Hakîkat İncileri

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi'nin Gönül Dergâhından HAKÎKAT İNCİLERİ kitabı çıktı.

Rasûlullah'a Muhabbet Râbıtası

Dr. Adem Ergül, Peygamber Efendimiz –sallallâhu aleyhi ve sellem-‘le muhabbet rabıtasını nasıl kurabileceğimizi anlatıyor.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.