Milletin Kıyamı Darbeyi Yendi

Genç Dergi bu ay 15 Temmuz darbe girişimini dosyaya taşıdı. Milletin gençlerinin yiğitliğini konuştu. Darbeci hainlerin karşısında dimdik duran kardeşlerimizle buluştu; onlara neler olduğunu sordu…

15 Temmuz akşamı şeytanın aveneleri milletin karşısına dikildi. “Vatan benim namusumdur, namusum olmadan yaşayamam!” diyen millete silah doğrulttu, tanklarla saldırdı, bomba yağdırdı. Ve tüm bunları bu ülkenin evlatlarını lekelemeye çalışarak; Mehmetçiğimizin üzerinden yaptı.

15 Temmuz akşamı milletimizin gücünü herkes gördü. Dünya o kadar şaşkındı ki “Türkiye’ye demokrasi” geliyor diyen hain odakların akıl hocası ülkelere inanacaktı neredeyse… Burada, bu ülkede Musa’ların bitmeyeceğini, alçak devrana çomak sokacak yiğitlerin tükenmeyeceğini bilmiyorlardı tabii. Ama öğrendiler artık. 15 Temmuz bize ne ibretlik bir ders ne büyük bir milat oldu.

15 Temmuz akşamı yaşadıklarımız içimizdeki hain şer odaklarının ne denli tehlikeli olduğunu gösterdi. Vicdan yoktu onlarda, büyülü gibiydi elleri; haince saldırdılar. Canlarımız, dostlarımız saldırılarının hedefi oldu. 246 şehidimiz, bin 500 civarında yaralı gazimiz var. Şehitlerimize rahmet yaralı gazilerimize şifa dileriz…

2016 Temmuz’unu asla unutmayacağız. Hafızamızdan, kalbimizden ve geleceğimizden asla silemeyecekler. Hafızamız; büyüklerimizden dinlediğimiz “darbe” sözcüğünü bizzat yaşamamızla dolu, kalbimiz; hüzünle, acıyla ve öfkeyle, geleceğimiz ise; “bir daha olmasın!” temennisiyle sonsuz aşk ve şevkle… 

EDİTÖRDEN / SÜLEYMAN RAGIP YAZICILAR

O Geceyi Unutma!

15 Temmuz 2016.

Bu tarihi asla ve asla unutma genç arkadaşım.

O gece yazılan destanı unutmamak ve nesiller boyu anlatmak boynumuzun borcudur.

O gece Türkiye’nin geleceğine kasteden düşmanlar ordumuzun içindeki hainler marifetiyle büyük bir kalkışmaya girişti, lakin milletimiz zulme boyun eğmedi, kıyam etti, darbeye izin vermedi, unutma.

Kutsal bildikleri amaçlar uğrunda her şeyi mübah gören, yıllarca devletimizin çeşitli kurumlarına, kademelerine sızmış olan zalimlere ve hainlere karşı milletimizin göstermiş olduğu o eşsiz direnişi unutma.

Darbe söylentilerini haber alır almaz yüreklerindeki iman ve vatan aşkıyla meydanlara dökülen, şu fâni hayatımızı en büyük rütbe olan şehadetle süsleyen aziz şehitlerimizi unutma.

Darbenin gerçekleşmesi hâlinde korkunç zulümler işleyecek olanlara fırsat vermeyen, tankların önüne koşarak giden ve ölümü öldüren o gencecik gazilerimizi unutma.

Masum insanlara kurşun yağdıran, milletin jetlerini milletin üzerine kaldıran, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni bombalayan asker üniformalı teröristleri unutma.

O gece Menderes’in aziz hatırası canlandı gözlerde, “bu defa asla” diyerek gözyaşlarıyla sokaklara döküldü yetmişlik dedeler, unutma.

O gece zillet ve izzet arasında bir seçim yapılacaktı, “korkaklıkta zillet, cesarette izzet” vardır diyen En Kutlu Nebi’ye uyuldu ve izzeti seçtik, unutma.

O gece Suriyeli garipler, Filistinli yetimler, Afrika’daki mazlumlar, dünyanın çeşitli coğrafyalarındaki müminler kalplerinin en hisli yanları ve vefa duygularıyla “Allah’ım Türkiye’ye yardım et, Allah’ım Türkiye’yi koru” diye sabahlara kadar duadaydılar, unutma.

O geceyi unutma genç arkadaşım, o gece Bedir gibi mukaddes, Malazgirt gibi muazzam ve Çanakkale gibi muazzezdir.GENÇ Ağustos 2016

O gece, tıpkı Osmanlı’daki akıncı fedaileri gibi öleceğini bile bile tankların üstüne yürüdü insanlar, öle öle dirilen bir millet olduğumuzu, ölümden zerre kadar korkmadığımızı tüm dünya yeniden gördü, dostlar sevindi, düşmanlar kahroldu, unutma.

O gece Nene Hatunların torunları olan kadınlar destan yazdı, inanılmaz şecaatleri dünya durdukça yıldız misali parlayacak semalarımızda, unutma.

O gece ruhlarını Rahman’a teslim edenlerin, hayatı iman ve cihat olarak görenlerin dudaklarında “ya Allah, bismillah, Allahuekber” nidaları vardı, unutma.

O gece, bir zamanlar olduğunun aksine, ezanlar ve selalar darbelere dur dedi, karanlığı nurani bir halka gibi yarıp camilerden göğe yükselen o lahutî sesler iman, İslam, vatan aşkını harladı sinelerde, muhteşem kıyamın müjdecisi oldu, unutma.

O geceyi unutma arkadaşım, o gece sadece bizlerin kaderini değil ümmetin kaderini şekillendirecek kadar dehşetli, heybetli ve ibretliydi.

O gece Allah’ın yardımıyla tarihimizin en büyük badirelerinden birini atlattık, Rabbimiz milletimize kurulan tuzağı zalimlerin başına geçirdi, Hak’tan büyük bir inayet gördük, “attığımız zaman biz atmadık, Allah attı” genç arkadaşım, unutma.

O geceyi unutma ve unutturma, o gece zalimlerin kabusu, mazlumların ümidi olmuştur, o gece kutsal değerlerimizi kullanarak insanları aldatanların maskesi düşmüş, o gece ülkemize diz çöktürüp İslam’ın kaderinde yakılmak istenen fitne ateşlerinin en büyüklerinden biri söndürülmüştür.

O geceyi unutma ve unutturma genç arkadaşım...

O gece muazzezdir, mukaddestir.

O gece muazzamdır, muhteşemdir.

SORDUK-ÖĞRENDİK / SÜLEYMAN RAGIP YAZICILAR

“Darbecilere Susmadınız, GENÇ’siniz!” (Seval Sunayan)

“Nereye Gidersem GENÇ Orada!” (Büşra Çetin)

“GENÇ Bizi Dertlendirdi!” (Abdusselam Akbaş)

“GENÇ TİŞÖRTLER HARİKA!”

“SON ÇAĞRI: MUTLAKA OKUMALISIN!”

TÜRKİYE GÜNDEMİ / SALİH YÜZTGENÇ

Haber Başlıkları Şöyle:

“15 Temmuz Darbe Girişimine Milletçe “Dur” Dedik!”

“Tankın Önüne Yatanla Tank Görüp ATM’ye Koşan Bir Olmaz”

“Darbecilere Bir Darbeyi de Ekonomimizle Vurduk!”

“Kahraman Milletin Beklentileri”

Ne Var Ne Yok?

-GENÇ Gönüllüler Darbeye Karşı Kıyamdaydı

-Alçaklığa Karşı Bildirimizdir

-Gönüllüler Afrika’dan Döndü

DÜNYA GÜNDEMİ / BEYTULLAH DEMİRCİOĞLU

Haber Başlıkları Şöyle:

“Şebbihalar İle Yarışan Darbeci Teröristler”

“Darbe ABD Patentli miydi?”

“Kerry Darbe Girişimini Biliyordu”

“Dünya Medyasının Darbeyle İmtihanı”

“Nice Katliamı ve Batının İyi Teröristleri”

YENİ BİR DÜNYA / MEHMET LÜTFİ ARSLAN

KIYAM ETTİK ARTIK OTURMAYACAĞIZ!

Kendi geleceklerine kastetmekle maruf Kabil’in oğulları, sadece kendilerinin değil başkalarının da ebedi hayatı için dertlenen Habil’in oğullarına karşı başarısız bir hamle girişiminde bulundu. Geri püskürtüldüler ama vazgeçmeyecek, tekrar gelecekler, bekliyoruz. Önümüze açılan aydınlık ve fakat zor yola girmekte bir an bile tereddüt etmedik. Vazifemizi müdrik olarak yola düşecek, zaferden değil seferden sorumlu olduğumuzu unutmadan gayret, samimiyet ve aşkla hakkımızdaki murada doğru yürümeye devam edeceğiz. Kıyam Ettik Artık Oturmayacağız!

 DOSYA/ SALİH YÜZTGENÇ

MİLLETİN KIYAMI DARBEYİ YENDİ

15 Temmuz 2016 gecesini kimse unutmayacak. O gece milletin iradesine karşı yapılan meşum kalkışmaya millet muhteşem bir kıyamla karşılık verdi. Kalleş ve hainler güruhunun beklemediği bu kıyam göz gözü görmez o zifiri karanlıkta şakıyan bir kıvılcım oldu. Bu kıvılcım önümüzdeki günlerin aydınlığını müjdeleyen bir işaret fişeğidir. Artık umudun ve gayretin adının konacağı zaman gelmiştir. Millet ruhunun ufkuna bir selam çakmış ve orayı gördüğünü, orayı istediğini bildiren bir eda ile yürümeye başlamıştır. 15 Temmuz kıyamı bir dönüm noktasıdır. O gece öteleri bu dünyadan ayıran perde bir lahza da olsa aralanmış, oradan gözümüzü kamaştıran bir nazar alınmıştır. Artık o nazarla hayata ağabilir, o nazarla kurak gönüllere yağabiliriz. Bu kıyam, hayata esas hayatı fark ettirecek bir çalımdır. Millet, alçakça bir saldırıyı bertaraf etmiş, daha büyük bir var oluşa talip olduğunu herkese göstermiştir. O gün kıyam ettik, artık oturmayacağız. Şimdi hamd, istiğfar ve vazifemizi idrak zamanıdır. Dosyamız işte bunun şahitliğidir, biz de oradaydık, kıyam ettik, vazifemizi ve mesuliyetimizi idrak ettik. Şükür ki idrak ettik ve yaşadık, şükür ki Kabil’in değil Habil’in çocuklarından olmayı seçtik.

GAZİLERİMİZE HİZMET ETTİĞİMİZ İÇİN ŞÜKÜRLER OLSUN

Darbe teşebbüsünün yaşandığı 15-16 Temmuz’da tankların, silahların karşısında duran kahraman halkımızın tedavisi ile ilgilenen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden Doç. Dr. İlker İnanç Balkan’a neler yaşadığını sorduk.

DOSYA ÖZEL / KAMİL KURT

TANKIN ÖNÜNE YATAN KAHRAMAN

“28 Şubat darbesini iliklerine kadar yaşamış, ömrünün bir kısmını zindanlarda işkence görerek geçirmiş gönüldaşlarımızdan Sebahattin Arslan ağabeyimiz anlatıyor: “Darbe gecesi tahminen saat 3 sıralarıydı. Asker bizi yaylım ateşiyle Genelkurmay’ın önünden Kızılay’a doğru püskürttü. Kızılay’da biraz dinlenip kendimize geldikten sonra, bir grup direnişçiyle yukarıya tekrar çıkıp Genelkurmay’dan bize ateş açan askerleri etkisiz hale getirmenin planlarını yapmaya başladık. O ara şivesinden Suriye’li olduğunu öğrendiğim bir genç kardeş gözüme çarptı. Ayaküstü sohbet ettik. “Sen niye geldin kardeş buraya?” diye sordum sonra. Suriyeli genç “Ağabey, baktım insanlar sokaklara çıkıyor. Herkes tekbir getiriyor. Demek ki Müslümanlara saldırıyorlar. Ben de yardıma geldim size” dedi. Tam o an havadan taarruz oldu. Ortalık karıştı ve sağa sola dağıldık. Bir süre sonra o genci Kızılay meydanında ambulansa doğru taşırlarken gördüm. Vurulmuştu, yaralıydı...”

MÜŞÂHİD / S. BİLGEHAN EREN

SAKIN UNUTMAYIN O YİĞİDİN ADI HALİL

Adı Halil

Kendi Ebabil

Asrın Ebrehe’lerinin hep karşısında durdu

Filleri dağıttı

Tankları durdurdu

Sonra Cennete uçtu

Allah Rahman, Allah Rahim, Allah Celil

Sakın unutmayın

O yiğidin adı Halil

KUTLU DİRENİŞ

UFKU DOĞRU / AYDIN BAŞAR

Ya Rabbi Mescid-i Haram’ın, Mescid-i Nebi’nin ve Mescid-i Aksa’nın yüzünü güldür. Sultan Fatih’in emaneti Ayasofya’nın ibadete açılması fethimizin sembolü olsun... Fensurna Alel Kavmil Kafirin. Fensurna alel kavmiz zalimin. Fensurna alel kavmil hainîn. Amin deyin yiğitler.

TEN KAFESİ / YUNUS EMRE TOZAL

28 ŞUBAT’TAN 15 TEMMUZ’A: UNUTULAN DARBE TEKRARLANIR!

Aklımızdan asla çıkarmayalım; Unutulan darbe tekrarlanır! Bu böyledir. Öyle demişti ya 1992-95 yılları arasında halkı Sırplar tarafından katledilen Boşnak lider Aliya, “Ne yaparsanız yapın ama soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.”

RAHLE-İ TEDRİS / RABİA BRODBECK

HAYAT DİNDİR; DİN HAYATTIR!

Allah Teâlâ bize bu şerli gecenin sonunda büyük bir hayır nasip etti. Gerçek kimlikler ortaya çıktı, maskeler düştü, kanserli organları tespit edebildik ve kemoterapiye yani temizliğe başlandı. İsrâ suresi 81. ayeti “Yine de ki: Hak geldi, batıl zâil oldu! Süphesiz ki bâtıl, yok olmaya mahkumdur” 15 Temmuz yaşanan bu olayın özeti, göstergesidir. İnşallah 15 Temmuz gecesiyle, gelecek nesillere daha sağlıklı bir toplum miras kalacak.

CAN DAMLALARI / ALİCAN TATLI

BEDELSİZ OLMAZ!

Ülkemizi ve İslam diyarlarını, İslam’ın rahatça yaşandığı, can, mal, nesil ve akıl güvenliğinin olduğu esenlik diyarları eyle ya Rabbi!

SÖYLENMELER / AYŞEGÜL GENÇ

YENİDEN KUCAKLA GÜNEŞİ

Ağır yükleri taşımak, dayanmak, direnmek ve kalktığı eski ruh haline dönmemek bize Hz. Fatıma annemizin ve Hz. Zeyd’in mirasıdır. Göğsümüz bir kaya ile sabitlense de kalbimiz tüm kötülükleri aşmaya meyyaldir.

GÖNÜL DERGÂHINDAN HİKMETLER / OSMAN NURİ TOPBAŞ

Bizler, mâzimizi yüreğimizde canlı tutmak zorundayız. Unutmayalım ki, mâzinin bittiği yerde, millet biter, insan biter, iz’an biter. Millet, tarihinden ibârettir. Onu tarihinden sıyırırsanız, geriye insan sürüsü kalır. Yeni eserler ve yeni nesiller, mâzinin devrettiği unsurların zenginliği nisbetinde canlı, güçlü ve devamlı olur. Milletlerin bekāsı; hassas, duygulu ve seviye kazanmış bir kalbe sahip olan nesiller yetiştirmekle mümkündür. Çocuklarına, Çanakkale destânını ninni yapan nesil, îmânına, milletine ve bütün maddî-mânevî değerlerine sahip çıkacaktır. Rabbimiz, bizleri şehîd ve gâzi ecdadımıza lâyık nesiller eylesin. Mübârek vatanımızı düşman ayakları altında çiğnetmesin! Millî ve mânevî değerlerimizin ayakta tuttuğu kaleleri yıkmak; birlik, beraberlik, kardeşlik ve huzurumuzu bozmak isteyen gizli-açık düşmanlarımıza karşı genç nesillerimize firâset ve basîret ihsân eylesin! Âmîn…

BİR BAŞKA AÇIDAN / TAHA KILINÇ

İBRETLER, DERSLER, İŞARETLER…

Teker teker güzel, donanımlı, halis niyetli Müslümanlar olmaktan başka çaremiz yok. Düşünmeyen, sorgulamayan, akletmeyen, okumayan, bilmeyen, Allah ve Rasulü yerine beşeri güçleri hayatının tek otoritesi kabul eden bireyler, hem kendilerini hem de diğer insanları felâkete sürüklüyor.

SEYYAH / ADEM ÖZKÖSE

BİZ HALKIZ KARDEŞİM, HALKIZ BİZ!

15 Temmuz gecesi hep birlikte bir şiir yazdık. Kulaktan kulağa yayılacak, yüzyıllarca unutulmayacak bir şiir. Boğaz Köprüsü’nde, Vatan’da, alanlarda, kışlaların önlerinde can vererek kanla kaleme aldık bu şiiri.

MİKRO ALEMDEN MAKRO ALEME / MUAZ ERDEM

OK ANCAK GERİ ÇEKİLEREK ATILIR!

Ülkemizi bu hainlerden temizledikten sonra Türkiye ağırlıklarından kurtulmuş olacak ve adeta yaydan fırlayan bir ok gibi hedefine hızla ilerleyecek. Unutmayın! “Ok ancak geri çekilerek atılır!” ve artık ok yaydan çıktı!

SERZENİŞ / YUNUS EMRE AVŞAR

İHANET KAYBETTİ MİLLET KAZANDI

Bir milletin şahlanışına şahit oluyoruz. Bir gözümüz medyada. Sevindirici haberler geliyor. Birkaç yer hariç. Gün ağardığında oralar da çözülüyor. Tankları, topları, jetleri bir milletin imanı alt ediyor. Sabaha karşı boğaz da kurtuluyor. Bir kabus bitince azıcık nefesleniyoruz. İçli içli hamd edip, coşku ile şükür namazlarımızı eda ediyoruz. Sonra aklımıza tek cümle geliyor: “Ne çektin be Türkiyem!” Birisi bana, “Erdoğan, sadece sizin Cumhurbaşkanınız değil!” diye çıkışmıştı.

BAGOMOYO / HAŞİM AKIN

TÜRKİYE’DE DARBE, AFRİKA’DA GÖZYAŞI

Afrika’da, Türkiye’nin derdine üzülmek başka bir duyguymuş. Sanki kendilerinden bir parça gibi görüyorlar. Birisi bana, “Erdoğan, sadece sizin Cumhurbaşkanınız değil!” diye çıkışmıştı.

KLİNİK PSİKOLOG / MEHMET DİNÇ

CEPHEDE KAZAN, MASADA KAYBETME

15 Temmuz gecesi ve sonrasında yaşananlar gösterdi ki, bu toprağın insanları, genciyle yaşlısıyla, kadınıyla erkeğiyle kalbini halen muhafaza etmektedir. O kalp halihazırda canını hiçe sayacak kadar vatan için, millet için, ezan için, bayrak için, din için, iman için atmaktadır. O yüzden cepheden yana ne tereddüdümüz, ne endişemiz, ne korkumuz vardır.

KELİMELER / RABİA GÜLCAN KARDAŞ

KABİL DARBESİ

Hâlâ Hak’tan yana mı olacaksın yoksa şeytanî seçimler mi yapacaksın? Tanklarla halka, masum insanlara saldırıp ateş açanların hangi tarafı seçtikleri belli. Kabil’le ne kadar da benzer yanları var. Aynı karanlık ve çarpık duruş.

KELEBEK İKLİMİ / HALİT YASİR ÖZOĞUL

GENİMİZDEKİ, TENİMİZE ÇIKINCA

Ebu Zer Hazretleri’ne soranlar oldu; “Hiç tanımadığın bir adama kefil olarak hayatını riske attın. Nasıl oldu da böyle bir şey yapabildin?” dediler. O da şu güzel cevâbı verdi. “Beni kefâletine lâyık gören bir mü’mine, elbette kefil olacaktım; Âlemde fazîlet ve erdem sâhibi kimse kalmamış! dedirtmek benim ne haddime?”

YARIM DERVİŞ / SİNAN ÖZGENÇ

HUDUDULLAH

Ey İslam ümmetinin evladı! İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen; Müslümanlığın adalet, merhamet ve feraset sıfatlarını muhafaza etmektir. Muhtaç olduğun kudret göğsündeki imanda mevcuttur.

EZHAR-I HAKİKAT / SELİM TİRYAKİOL

MAKLUBE VE DARBE

Anladık ki kalb eden (dönen) feleğin inkılabı (dönüşümü) insanları maklube (döndürülmüş) yaptı.

BKZ: 15 TEMMUZ DİRENİŞİ / SAMİ YAYLALI

“4,5G Hainlere 3,5 Attırdı - 4. Kuvvet Medya - Tank Nasıl Kullanılır? - Kavgam Karanlığa Güneş Adına - Allahümme’nsur Fi Türkiya - Kimse Darp Edilen Müezzinlerden Bahsetmiyor - Olimpos Düştü - Kimler Nasıl Korunmalı? - Bize Düşen Ne? - Milli Muhalefetin Önemi”

MÂNEVÎ KİŞİLİĞİN İNŞÂSI / DR. ÂDEM ERGÜL

İRADEN KADAR VARSIN

Öncelikle hakikatleri gören gözlere ihtiyaç vardır. Baş gözü önemlidir. Ancak kalp gözü (firâset ve basiret) çok daha önemlidir. Göz neyi görürse, gönül ona meyleder. Meyletmek ise iradenin çekirdeğini oluşturur. Baş gözü, çoğu zaman idrâk ve akletme gözüne göre görür ve yönlenir. Fânî ve bâkîyi (geçici ve kalıcı olanı) doğru göremeyen kimseler, çoğu zaman kendi nefsânî arzularının peşinde ömür tüketirler. Tepeyi aşmak yerine, kendilerine keçi yolları bulmaya çalışırlar. İşte bu sebeple denilebilir ki, insanın hakikatte aşması gereken en zor tepe, nefsâniyet tepesidir.

B-İLGİNİZE / SEVİLAY KÖSEBALAN

SAHİP OLMAK YA DA OLMAMAK

Her adımda karşımıza çıkan çokluk alemi, artık büyük cihadın ne kadar önemli olduğunun alameti olsa gerektir. Ancak kalbi özgür olanlar, hakikate dair şu soruları sorarak uyuşturulmaya çalışılan akıl nimetini aktif tutabilirler: Nedir bana “can” veren ve nedir beni yaşamaya ikna eden?

GÜNCEL / MUHAMMED MURAT TUTAR

ÇOK CANIM SIKILIYOR, POKEMON AVLAYALIM İSTERSEN!

Bir nesli televizyon ekranlarına kilitleyen, en sonunda da bazı çocukların kendini Pokemon zannederek yükseklerden atması sonucu ülkemizde gösterimi yasaklanan Pokemon, şimdi yeniden tüm dünyanın gündeminde. Ancak bu sefer çizgi film yerine mobil oyunla: Pokemon GO!

VURGU / BÜLENT ŞİRİN

TÜRK FUTBOLU VE ACI GERÇEKLER

Bu coğrafyada hayli uzun bir zamandır birçok olumlu değişme ve gelişme Batı’nın hizaya çekmesiyle gerçekleşiyor maalesef. Ne zaman ki acı gerçeklerle yüzleşmek yerine hayal dünyasına sığınmaktan vazgeçer, o gerçeklerle mücadele etme yolunu seçeriz; o zaman bu zilletten kurtulma şansımız olur. Yoksa daha çok realite duvarına çarpar da yere çakılırız.

GEZİ-YORUM / HANDE BERRA

İMPARATORLUK BAŞKENTİ

Harun Reşit’in ayak izleri, çınarın gölgesi, bir imparatorluk başkentinin gururu var bu şehirde. II. Murad’ın isteği üzere türbesinin üstü açık, yağmur suyu değiyor toprağa. Hüzün, acı ve kan gizli Muradiye Külliyesi’ne gömülen sandukalarda. Bahtsız şehzadeler kayıp. Toprak günahları örtmüş. Ölüler ihaneti fısıldarken meleklerin gözünde bir damla yaş.

GÖNÜLLÜ Haberler

Türkiye’nin dört bir yanından gelen haberlerin başlıkları şu şekilde:

Bu Vatana Âşığız, Bu Milleti Seviyoruz! (Muhammed Bayram)

GENÇ Gönüllüler Kıtalar Aşmaya Devam Ediyor! (Muhammed Mustafa Tuncay)

GENÇ’ten Üniversite Rehberliği! (Yasir Tuna)

Su Kuyumuz Açıldı! (Muhammed Kılıçer)

Kocaeli’de Yeni Bir Soluk (Hamiyet Özdemir)

Hâtırat Okumaya Var mısın? (Esad Mücahit Eskimez)

GENÇ Lise Kampı Harika! (Muhammed Mustafa Kızılkaya)

Yazın GENÇ Esintisi! (Büşra Nur Turan)

BİLİŞİM – NET / MUHAMMED MURAT TUTAR

Teröristlerin Darbe Teşebbüsü ve Teknoloji

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

Türkiye 5G’ye Hazırlanıyor

Juno’dan İlk Fotoğraf Geldi

Facebook’ta Durum Çok Ciddi!

Ayın Sitesi: “have Ibeenpwned.com ”

Hesabınız Ele Geçirilmiş Olabilir!

FOTOĞRAF / HALİL İBRAHİM KURUCAN

FOTOĞRAF GERÇEĞE YAKIN OLMALI

Gerçek hayatın içinde görmediğimiz veya küçük ayarlamalarla bile oluşturamayacağımız görüntüler çekme veya bilgisayar ortamında oluşturma gayreti olsa olsa deneysel fotoğrafçılığın konusu olabilir. Mesela insandan büyük sandalye veya kedi çalışması aslında fotoğraf değil fotoğraf üzerinde farklı bir sanat çalışması olur. Bunun yanında farklı bakış açıları yakalama gayreti, gerçek hayata uygun fotoğraf kompozisyonu düzenlemeleri, konusu belirlenen kareleri çekmek için yapılan çalışmaları yukarıdaki anlatılan çalışmalarla karıştırmamak gerekir. Bu son saydıklarımız fotoğrafın aslında gerçek veya gerçeğe yakın fotoğraflar çekme gayretinin birer parçası olarak değerlendirilmelidir.

YAZI ATÖLYESİ / METİN KARABAŞOĞLU

Usta yazar Metin Karabaşoğlu, yazar adaylarının gönderdiği yazıları yorumluyor. Birbirinden güzel, taze hikâyeler Karabaşoğlu’nun elinden geçme; tavsiyesini alma imkânı buluyor!

‘Ayın Yazısı’ Olarak Seçtiklerim

Ayşe Yılmaz: Dört dörtlük diyemem, ama ümit verici bir yazı. Yaşadığımız dönüşümü iki ev sahnesi üzerinden özetleyebilmeni çok takdire değer buldum. İfadelerin sakin, rahat ve akıcı. O sebeple, eksikleri de olsa, ‘Ayın Yazısı’ olmaya değer buldum. Tebrik ediyor; sabırla, gayretle devam etmeni bekliyorum... İbrahim Ethem Özer: Gündelik hayattan bir sahne. O sahnenin sakin, rahat, okunaklı bir anlatısı... Sonu daha da güçlü bağlanabilirdi diye düşünmedim değil. Ama anlatımdaki sükûneti, iddiasız ama rahat ve okunaklı akışı çok beğendim. Sırf bu yüzden ‘Ayın Yazısı’ olarak ödüllendirilmeyi hak ediyor kanaatimce. Daha da iyileri için sabırla, gayretle devam...

ÖDÜLLÜ TEST/ AYŞE YAZICILAR

10 SORUDA Halil İnalcık

23 Ağustos’a kadar tüm sorulara doğru cevap veren 1 kişiye, Sezai Karakoç’un 7 kitabını hediye ediyoruz.

Ağustos ayı röportajlarımız ise şöyle:

Gökhan Ergür: “Şiir Beni Ben de Şiiri Bırakmayacağım” Konuşan: Salih Yüztgenç

Global Deaf Muslim Canada: “İŞARET DİLİYLE “BİSMİLLAH” Konuşan: Hatice Sarı

Eylül ayında tekrar görüşmek ümidiyle, muhabbetle kalınız...

Ayrıntılı Bilgi: www.gencdergisi.com

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.