İsrail'in Doğu Kudüs'te Yeni Planı

İşgalci İsrail, Doğu Kudüs’teki Yahudi yerleşim birimlerine ek olarak 300 bin yeni konut inşa etmeyi planlıyor.

İsrail hükümetinin, işgal atındaki Doğu Kudüs’teki Yahudi yerleşim birimlerine ek olarak 300 bin yeni konutinşa etmeyi planladığı bildirildi.

İsrail’in Kanal10 televizyonundaki habere göre, İsrail Bayındırlık ve İskân Bakanı Yoav Galant, “İsrail’in başkenti birleşik Kudüs’ün topraklarında konut inşa etme” adı altında 300 bin yeni konut planını açıkladı.

İsrail’in yeni konutları hangi Yahudi yerleşim birimlerinde inşa edeceği bilgisi verilmeyen haberde, söz konusu planın İsrail hükümetinin daha önce açıkladığı ve işgal altındaki Doğu Kudüs’ün etrafında yer alan Yahudi yerleşim birimlerinin Kudüs’e bağlanmasını öngören “Büyük Kudüs” planının bir parçası olduğuna vurgu yapıldı.

İSRAİL'İN PLANI

Galant’ın bu açıklamasının, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü “İsrail’in başkenti” olarak tanımasından 3 hafta sonra yapılması dikkat çekti.

Binyamin Netanyahu başbakanlığındaki İsrail hükümetinin geçen çarşamba günü işgal altındaki Batı Şeria'nın Ürdün Vadisi (Ağvar) bölgesinde de 10 bin Yahudi’nin iskan edileceği 3 yeni Yahudi yerleşim birimi kuracağı açıklanmıştı.

Netanyahu hükümeti, son dönemde Batı Şeria ile Doğu Kudüs'te Yahudi yerleşim birimi inşa faaliyetlerine hız verdi.

İsrail'in 1967'den bu yana Batı Şeria'da 131, Doğu Kudüs'te 10, Batı Şeria'nın tepelerindeki bölgelerde ise 116 yerleşim birimi kurduğu ifade ediliyor.

Filistin topraklarındaki yerleşim birimlerinde yaklaşık yarım milyon, Doğu Kudüs'tekilerde 220 bin yerleşimcinin ikamet ettiği kaydedilirken, İsrail'in Batı Şeria'daki yerleşimcilerin sayısını kısa sürede bir milyona çıkarmayı istediği belirtiliyor.

FİLİSTİN'DEN TEPKİ 

Filistin Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in söz konusu planına tepki göstererek planın ABD Başkanı Trump’ın Kudüs’e ilişkin kararının uygulanması anlamına geldiğini belirtti.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in hedefinin Kudüs’ü çevresindeki Filistin beldelerinden ayırmak ve “işgal devletine” ilhak etmek olduğu vurgulanarak “Bu sömürgeci cüret, Trump’ın Kudüs kararı olmasaydı olamazdı. İşgal devletinin Filistin halkına, toprağına ve mukaddesatına yönelik atacağı her adım ve işleyeceği ihlallerden Trump ve yönetimi sorumludur.” ifadesi kullanıldı.

Arap ve İslam dünyasına, Filistin halkına destek çağrısı yapılan açıklamada, Kudüs’teki Filistinlilerin tutunmasını sağlayacak projelerin geliştirilmesi gerektiğine dikkati çekildi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.