İsrail'den Bittik İtirafı!

İsrail'in, Türkiye ile ilişkilerinin kopmasının ardından savunma sanayisinde çok büyük zararlar ettiği açık bir şekilde dile getirildi. İsrail'in iç güvenliğine ilişkin analizler yayınlanan sitede, Mavi Marmara saldırısının İsrail'e pahalıya mal olduğu ifade edildi. İsrail'in kaybetmesinin asıl nedeninin Türkiye'nin kendi savunma sanayisini geliştirmeye başlaması olduğuna dikkat çekilen yazıda, Altay tankının üretilmesi örnek olarak gösterildi.

İsrail Savunma Bakanlığı ve İsrail ordusunun son dönemde büyük zorluklarla yüz yüze olduğu Türkiye üzerinden yapılan bir analizle açıkça ifade edildi. İsrail'in iç güvenliğine ilişkin haberler yapan I-HLS'de (Israeli Homeland Security) yer alan makaleye göre, İsrail savunma sanayi sisteminde büyük bir kayba uğradı. Bunun nedeni olarak ise 2010'daki Mavi Marmara saldırısı ve sonrasında Türkiye'nin İsrail ile olan ilişkilerini koparması olarak gösterildi. Mavi Marmara öncesinde Türkiye ile milyar dolarlık ticaret yapan İsrail Savunma Sistemleri bir anda çöktü"

"İSRAİL BÜYÜK KAYBA UĞRADI"

10 Türk vatandaşının katledildiği Mavi Marmara saldırısının İsrail'e pahalıya mal olduğunun kaydedildiği makalede, Türkiye'nin bir zamanlar İsrail'in en önemli pazarlarından biri olduğu belirtilerek şu ifadeler kullanıldı: "Türkiye, İsrail Endüstrisi için bir hazine gibiydi. Ancak İsrail, Mavi Marmara saldırısı ile bu devasa pazarını kaybetti. İsrail endüstrileri, büyük kayba uğradı. Mavi Marmara öncesinde Türkiye ile milyar dolarlık ticaret yapan İsrail Savunma Sistemleri bir anda çöktü."

"İSRAİL'İN ASIL SORUNU TÜRKİYE'NİN KENDİ SİLAHINI ÜRETMESİ"

İsrail'in aslı kaybı, Mavi Marmara olayının ardından iki ülke arasındaki ilişkilerinin bitme noktasına gelmesinden değil, Türkiye'nin artık kendi silah sanayisini oluşturması ile yaşadığının vurgulandığı Arie Egozi imzalı makalede "Türkiye'nin İsrail ile ilişkilerinin bitme noktasına gelmesinin ardından İsrail Savunma Sanayisini bu kadar zarar etmesi, sadece ilişkiler bittiğinden ve anlaşmalar feshedildiğinden değil, Türkiye'nin kendi silah sanayisini oluşturma kararı alması ile de alakalı. Türkler bunu kararlaştırınca İsrail ciddi kayba uğradı" denildi.

"TÜRKİYE 'MERKAVA'YI ALMAYIP 'ALTAY' TANKINI ÜRETTİ"

İ-HLS'de yayınlanan bir diğer makalede ise İsrail'in savunma sanayini tepe taklak eden gelişmelerden birisi de geliştirilen “Merkava" tanklarının elde kalması olarak gösterildi. "Türkiye-İsrail ilişkilerinin bir diğer kurbanı: Yeni Merkava" başlıklı makalede, İsrail'in Merkava isimli tankını ilişkilerinin bozulmasının ardından Türkiye'ye satılamadığı için kayba uğradığı ifade edildi.

[caption id="attachment_44650" align="aligncenter" width="660"]resized_5a70a-2fdc8254altaytanki 2015 yılının başlarında Türk hükümeti ile TÜMOSAN arasında anlaşma imzalandığına değinilen makalede, Altay tanklarının tasarımı için imzalanan anlaşmanın 190 milyon euro değerinde olduğu kaydedildi.[/caption]

Türkiye'nin İsrail'den tank almak yerine kendi tankını üretmeye başladığına vurgu yapılan makalede, motor modernizasyonunu TÜMOSAN'ın yaptığı Milli üretimimiz olan Altay tanklarına değinildi. Altay projesine ilişkin detayların aktarıldığı makalede, tankın tasarım, geliştirme, prototip imalatı, test ve sertifikalama aşamalarının tamamlanması için 500 milyon dolar mali kaynak ayrıldığı kaydedildi.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.