İki Bacağı Olmayan Sokak Kedisini Sahiplendi

Sokakta sağ ön bacağı kesilmiş halde bulduğu bir aylık kedinin tüm tedavilerini yaptıran ahşap ustası Osman Kaplan, sakat kediyi sahiplenerek evde rahat yaşaması için mama masası, merdiven ve pek çok araç gereç yaptı.

Sokakta sağ ön bacağı kesilmiş halde bulduğu bir aylık kedinin tüm tedavilerini yaptıran ahşap ustası Osman Kaplan, sahiplendiği sakat kedinin evde rahat yaşaması için mama masası, merdiven ve pek çok araç gereç yaptı.

Marangoz ve ahşap ustası Kaplan, sokakta bulduğu, sağ ön bacağı olmayan bir aylık kedinin sol bacağında da 5 kırık olduğunu ve yanlış ameliyat sonucu kesilmek zorunda kaldığını belirtti.

İsmini Zeyna koyduğu kediye ilk günden itibaren gözü gibi baktığını belirten Osman Kaplan, "Zeyna'm ameliyattan çıktıktan sonra eve getirdim. Gözünü açtığında birbirimize bakındık. 'Ben senin olmayan kolların olayım. Sen de benim olmayan mutluluğum ol' dedim. Böylece sahiplendim." dedi.

Kaplan, uzun yol şoförlüğü yaptığı dönemde kedi beslemediğini ama hayvanları çok sevdiği için kuş yuvaları yaparak ağaçlara bıraktığını söyledi.

Osman Kaplan, "Mesleğimden sıkılınca, yeteneğim de olduğu için ağaç ustalığına başladım. Kedilerime de araç gereç yapmalıyım dedim. Kediler ön kollarından destek alarak mamalarını yerler. Zeyna yemek yiyemiyordu, dengesini sağlayamadığı için üzüldüm. Atölyeye giderek ayrı yemek bölmelerinin olduğu ahşaptan, yaslanabileceği bir mama masası yaptım. Merdiven ve kendisini kaşıması için keten bezinin sarılı olduğu düzenek yaptım." diye konuştu.

Kedisinin arka bacaklarına iyileşmesi için masaj yaptığını, psikiyatriste götürdüğünü söyleyen Kaplan, "Zor günler geçirdik. Ellerimle besledim. Enjektörle su içirdim. Göğsümde yatırdım. Pek çok kişi acı çekmemesi için uyutmamı söyledi. Asla uyutmadım ve onu iyileştirdim." dedi.

Osman Kaplan, anne ve babasının kendisine hayvan sevgisini küçük yaşlarda aşıladığını belirterek, hayvanların da bir canı olduğunu ve zarar verilmemesi gerektiğini vurguladı.

Evinde "koca kafa" isminde bir kedi daha besleyen Kaplan, atölyesinde de 11 kedi bakıyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.