Horlama Başarıyı Etkiliyor

Kulak Burun Boğaz (KBB) Uzmanı Opr. Dr. Vural Büyüksoy, çocuklarda görülen horlamanın okul başarısını da büyük oranda etkilediğini söyledi.

Özellikle boğaz dokusu kalın olanlarda çocuklarda horlama probleminin sıkça göründüğünü ifade eden, Kulak Burun Boğaz Uzmanı Opr. Dr. Vural Büyüksoy, horlamanın oluşturduğu problemin çocuklarda eğitim başta olmak üzere güncel hayatı da olumsuz etkilediğini belirtti.

Horlamanın tedavi edilebilir bir sağlık problemi olduğunu kaydeden Büyüksoy, "Büyük bademcik ve geniz eti, çocuklarda en sık rastlanan horlama nedenidir. Şişman insanlarda, kalın boyun dokusu horlamaya sebep olarak gösterilir. Kist ve tümörler de nadir olarak bu yolla horlama yapabilmektedir.

Horlama, solunum yollarındaki hava geçiş alanının yeterli açıklıkta olmadığını gösterir. Dilin arkası, yumuşak damak ve küçük dilin olduğu kısmın genizle birleştiği bölge, kendiliğinden daralabilen bir bölgedir. Bu kısımlar, birbirlerinin üstüne geldiğinde, solunumla birlikte titreşmekte ve horlama ortaya çıkmaktadır. Burundan alınan nefes ile ağızdan alınan nefes arasında kandaki oksijen miktarı açısından yüzde 30’a kadar çıkan farklar vardır. Bu fark beyin ve kalp için o kadar önemlidir ki uykuda olduğunda otomatik nefes alma sisteminde bozulmaya, nefesin durmasına; apne ye neden olur. Ağızdan nefes alma horlamaya neden olur. Bu da kan oksijen miktarını düşürür. Beyin kandaki oksijen miktarı yüzde 95’in altına indiğinde zorlanmaya başlar.

Gece dinlenmeye çalışan beyin düşük kan oksijen seviyesi ile karşılaştığında dinlenemez, yorulur. Bu büyüklerde olduğu kadar çocuklarda da görülen bir olaydır. Sonuç olarak gece uykusunu rahat alamadığı için gündüz uyuklama hali oluyor. Gündüz dikkat dağınıklığı, dikkatini toparlayamama, okul başarısında eksilmeye yol açıyor. Bütün bunların hepsi gece uykusunu rahat alamama ve bunun da horlamayla karşımıza çıkıyor. Bu anlamda; çocuğunuz hasta olmadığı zamanlarda da horluyorsa, uykuda nefes almakta zorluk çekiyorsa, uyku sırasında huzursuzsa, terlemesi ve geceleri idrar kaçırması varsa mutlaka bir uzman doktora başvurulması gerekmektedir. Unutulmaması gerekir ki horlama tedavi edilebilir bir sağlık sorunudur" dedi.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.