Ezberci Eğitim Anlayışı Yerine Yaşayarak Öğreniyorlar

Kayseri'de, kalkınma ajansının desteğiyle bir anaokulu bünyesinde kurulan eğitim merkezi, 4-6 yaş grubundaki çocukların, soyut kavramları somutlaştırarak öğrenmelerine olanak sağlıyor.

Kayseri'de bir anaokulu bünyesinde kalkınma ajansı desteğiyle kurulan özel eğitim merkezinde eğitim gören çocuklar, ezberci eğitim anlayışı yerine yaşayarak öğreniyor.

Çocuk gelişiminde en önemli dönem olan 4-6 yaş grubundaki çocukların, soyut kavramları öğrenebilmesi için birçok eğitim materyalinin kullanılması esasına dayanan "Montessori eğitimi", hayata dair tecrübelerin uygulamalı edinilmesine olanak sağlıyor.

Melikgazi ilçesinde bulunan Barbaros Anaokulu'ndaki 120 çocuk, Orta Anadolu Kalkınma Ajansının (ORAN) desteğiyle hayata geçirilen eğitim sistemi kapsamında, ütü yapma, bulaşık yıkama, yerleri süpürme, birlikte hareket etme, çevreyi tanıma ve özel olarak hazırlanmış sınıflarda çeşitli oyunlar oynayarak soyut kavramları somutlaştırmayı öğreniyor.

Kayseri Milli Eğitim Müdürü Osman Elmalı, yaptığı açıklamada, 4-6 yaş grubundaki çocuklara yönelik eğitim merkezinin ORAN desteğiyle kurulduğunu söyledi.

Merkezin Kayseri'de tek olduğunu vurgulayan Elmalı, şunları kaydetti:

"Bu eğitim sistemi, bir çocuğun diğer çocuklarla kıyaslama yapılmadan uygulanan bir sistem. Çocuğun kendi kendine, öğretmenin gözetiminde fakat öğretmen müdahale etmeden, oyunla dünyayı ve yaşadıklarını çevreyle beraber keşfedip, sınıf ortamında oyun oynamasına imkan sağlanıyor. Sınıfta tehlikeli materyallerin bulunmaması gerekiyor. Öğrenciler özel materyalleri kullanırken hayatı tanıyacak, dokunacak, hissedecek ve hayatında bunu uygulayabilecek pozisyonda yetiştirilecek. Öğretme sistemimizde bazı kurallarımız var ve bu çocuğa zor geliyor. Çocuğun öğrenme azmini kırmış oluyoruz. Burada öğretmen sadece gözetleyip, tehlike anında müdahale edecek. Çocuk, kendisi dokunarak, düşe kalka, yaptığı yanlışı kendisi düzelterek hayatı öğrenmeye çalışacak. Uygulamalı bir eğitim. Çocuğun öz güven kazanması açısından bu sistemin önemli olduğunu düşünüyorum.

Elmalı, diğer anaokulu öğretmenlerinden isteyenlere de bu eğitim sistemini öğrettiklerini anlattı.

Montessori eğitimi kapsamında 50 öğretmeni eğittiklerini aktaran Elmalı, "Dokunmadan öğrenilmiyor. Çocukların yanlışını dokunarak, görerek bilmesi gerekiyor. Bu eğitim sistemi de bunların hepsini içeriyor." dedi.

"Soyut kavramaları somut bir halde öğreniyorlar"

Okulun müdürü Songül Göçe Bulut ise iki haftadır eğitim verdiklerini ve öğrencilerin ailelerinden olumlu geri dönüşler aldıklarını söyledi.

Çocukların daha sakin ve ebeveynlerinin sözlerini daha çok dinler hale geldiklerini aktaran Bulut, şu bilgileri verdi:

"Anne babaya yardım konusunda, bir iş yaparken ya da mutfakta uğraşırken daha destek olduklarını söylüyorlar. Öncesinde kıyafetini, ayakkabısını bile giyemeyen öğrencilerin artık her işi yapar hale geldiklerini belirtiyorlar. Sisteme adını veren Maria Montessori, 'Montessori'nin hayatın ta kendisi olduğunu' söylüyor. Hayatın ve yaşamın ta kendisi olduğunu burada uyarlıyoruz. Minik öğrencilerimiz mutfağımızdaki fırınımızda kek pişiriyor, ütülerini yapıp, bulaşıklarını yıkıyorlar. Daha soyut kavramaları somut bir halde öğreniyorlar. Yaşayarak yaparak, gerçek hayatla baş başa kalarak yapıyorlar işlerini."

Bulut, karma eğitim uyguladıklarını ve bu kapsamda büyüklerin küçüklere yardım ettiğini dile getirerek çocuklarda bencillik duygusunun bu şekilde ortadan kalktığını sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.