Dünyanın Üçte Biri Obez Olma Yolunda

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'ne sunulan raporda, 2030 yılına kadar dünya nüfusunun üçte birinin obez ya da aşırı kilolu olabileceği uyarısında bulunuldu.

Sağlıksız veya yetersiz beslenmenin, dünyada her üç kişiden birini etkilediği, beş yaşından küçük çocukların dörtte birinin büyümesini engellediği bildirildi.

Bağımsız Beslenmede Tarım ve Gıda Sistemleri Küresel Paneli'nin Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütüne sunduğu raporda, 2030 yılına kadar dünya nüfusunun üçte birinin obez ya da aşırı kilolu olabileceği uyarısında bulunuldu.

Raporda, halihazırda iki milyar kişinin sağlıklı kalmalarını sağlayacak vitamin ve minerallerden yoksun olduğu da vurgulandı.

Gelişmiş ülkelerdeki yağlı ve işlenmiş gıdalarla bağlantılı kalp rahatsızlığı, diyabet ve diğer kronik hastalıkların, gelişmekte olan ülkelerde de ortaya çıktığı kaydedilen raporda, dünya genelinde beslenme konusunda mevcut eğilimlerin, gelecek 20 yıl içinde daha da kötüleşeceği uyarısı yapıldı.

Raporda, sağlıksız beslenmeyle AIDS ve sıtmayla olduğu gibi küresel çapta mücadele edilmesi gerektiğinin altı çizildi.

KÖTÜ BESLENME HAYATTAN DAHA FAZLA ÇALIYOR

Rapora göre, anne ve çocukların kötü beslenmesi, yüksek tansiyon ve beslenmeyle ilişkili diğer risk faktörlerinin her biri, kişinin hayatından sigara, hava kirliliği, sıhhi temizlik koşulları ve korunmasız cinsel ilişkiden daha fazla yıl çalıyor.

Yetersiz beslenmeyle mücadele konusunda çok büyük ilerleme kaydedildiği ancak hala 800 milyon kişinin açlıkla karşı karşıya olduğu ifade edilen raporda, gelecek 20 yılda nüfus arttıkça daha kötü bir tablonun öngörüldüğü, 2050 yılına kadar Asya ve Afrika'da iki milyar kişinin daha doyurulması gerekeceği bildirildi.

Raporda, çok sayıda ülkenin yetersiz beslenmeden obeziteyle mücadele kaydığına, dünyanın en kalabalık ülkesi Çin'de 2030 yılına kadar nüfusun yarısının ya obez ya da aşırı kilolu olmasının tahmin edildiğine işaret edildi.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ YARIM MİLYON KİŞİYİ DAHA ÖLDÜREBİLİR

İklim değişikliği tehdidine de değinilen raporda, bu durumun, çoğu düşük ve orta gelirli ülkelerde yarım milyon kişinin daha ölümüne yol açabileceği, çalışmaların, iklim değişikliğinin, açlığın çok yaygın görüldüğü tropik bölgelerde mahsul verimini olumsuz yönde etkilediğini ortaya koyduğu kaydedildi.

Raporda dikkat çekilen bir diğer tehdit de atmosferdeki karbondioksit oranı oldu. Bunun, tohumların ve bitki köklerinin çinko içeriğini etkileyeceği ve 138 milyon kişiyi çinko eksikliği sorunuyla karşı karşıya bırakabileceği belirtildi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.