Diyanet Çalıştayından Çıkan Ezan Kararı

Diyanet işleri Başkanlığı gerçekleştirdiği Ezan Çalıştayı’nda, ezan sesi ve okunma şekline dair sistemli ve düzenli bir yapıya geçiş için önemli kararlar aldı. Artık din görevlilerinin ezanı usulüne uygun okumasına ve ezanın sesinin 80 desibeli geçmemesine karar verildi. 

Diyanet İşleri Başkanlığı, ezan ve sala başta olmak üzere cami odaklı din hizmetlerinde karşılaşılan sorunları ve çözüm önerilerini görüşmek ve din hizmetlerinde verimliliği artırmak nedeniyle 8 Şubat'ta Ankara'da "Ezan ve Cami Odaklı Din Hizmetleri Çalıştayı" düzenledi. Ezanın usulüne uygun ve güzel bir seda ile okunması, din görevlilerinin ezanı güzel okuma yeterliklerinin artırılması ile camilerde ses cihazı ve kullanımından kaynaklı sorunların konularının görüşülmesi amacıyla 21-22 Ocak tarihlerinde İstanbul'da "Ezan Çalıştayı" gerçekleştirildi.

MERKEZİ SİSTEME GEÇİŞ SAĞLANACAK

Çalıştaylarda 'ezanda ses-nefes eğitimi ve icra edilecek makamlar'dan, 'ezanda ses ve mikrofon kullanımı'na kadar birçok konu ele alındı. Çalıştay sonunda alınan teklif ve önerilerle, günde beş vakit Müslümanların namaza davet edildiği kutlu çağrının daha güzel hale getirilmesi amaçlandı. Din görevlilerinin dikkat etmesi gereken hususlarla şu şekilde maddeler haline getirildi: "Uygulanabilecek standart ezan formlarıyla ilgili örnek okuyuşların yer aldığı materyaller hazırlanacak. Ezan portalı oluşturulacak. Çoklu merkezi ezan sistemine geçilmesi için mahalle düzeyinde lokal merkezler oluşturulması değerlendirilecek. Bazı camilerde kasetten yayın yapan cihazların kullanımının yaygınlaşmadan gerekli tedbirler alınacak."

EZAN SESİNE 80 DB'LİK SINIR GETİRİLECEK

Ezanı güzel okuyamayan müezzinlerle ilgili gelen şikayetlerin de ele alındığı çalıştayda, "Ezanı güzel okuma yeterliğine sahip din görevlilerinin camilerde ezan okuması gerektiği" kararı verildi. Aynı zamanda 85 dB'in üzerindeki ses şiddetinin insan sağlığı açısından tehlikeli olduğu göz önünde bulundurularak camilerde ses cihazı kullanımına makul bir dB sınırı getirilmesi ve bunun 80 dB olması karar verildi. Müezzin-kayyım atamalarında öncelikle görevlinin ezanı usulüne uygun okuyup okuyamadığına bakılmasının gerektiği belirlenen çalıştayda, müezzinlerin nakil sınavlarında ses, seda ve makam bilgisi için puantaj cetvelinde konulan 5 puanlık değerlendirme kıstasının da arttırılmasına karar verildi. Çalıştayda ayrıca İmam Hatiplerde ve İlahiyat fakültelerinde dini musiki desreleri konulması ve var olan derslerin saatlerinin arttırılması için gerekli kurumlara öneri verilmesine karar alındı.

Kaynak: Haber 7

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.