Bebeğinizi Yatar Pozisyonda Beslemeyin!

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Aras Şenvar, en önemli belirtisi kulak ağrısı olan orta kulak iltihabının bebeği dümdüz yatar pozisyonda beslemek gibi hatalı alışkanlıklar nedeniyle de gelişebileceği uyarısında bulunuyor.

Her yaşta rastlanabilen, ancak genellikle bebek ve çocuklarda çok sık görülen orta kulak enfeksiyonu, tıp dilinde ‘otitismedia’ olarak adlandırılıyor. Sıklıkla nezle, grip ile sinüzit gibi üst solunum yolu hastalıklarında, burun ve genizdeki enfeksiyonların orta kulağa ulaşması nedeniyle gelişiyor. Ancak üst solunum yolları enfeksiyonu olmadan da orta kulak enfeksiyonu oluşabiliyor.

Emziren anneler bebeklerini belli bir açıyla besledikleri için anne sütü alan çocuklarda orta kulağa süt kaçması pek görülmüyor. Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Aras Şenvar, bebeğin mamayla beslendiği sırada dümdüz yatar pozisyonda yatırılmasının ise bu açıdan risk yaratabileceği uyarısında bulunarak şunları söylüyor: “Sık rastlanan bir durum olmasa da, bu pozisyondaki beslenmede mama içeriği kulağa kaçıp, orta kulak enfeksiyonuna neden olabiliyor. Bu yüzden orta kulak enfeksiyonundan korumak için bebekleri mutlaka kucakta veya arkasını yükselterek yarı oturur pozisyonda beslemek gerekiyor”

ÇOCUKLAR “KULAĞIM AĞRIYOR” DİYORSA, İHMAL ETMEYİN!

Kış ayları nezle ve grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarının sık görülmesi nedeniyle orta kulak iltihabına da en çok rastlanan dönem. Hastalık, geniz ile orta kulak arasında yer alan östaki kanalı içinden normalde içi hava dolu olan orta kulağa burun ile genizdeki iltihabın ulaşması sonucunda bu bölgede cerahatli sıvı toplanması nedeniyle gelişiyor. En büyük belirtisi kulak ağrısı olan orta kulak iltihabı; işitme kaybı, kulak zarında delinme ve nadir de olsa daha ağır durumlar yaratabileceği için uzmana gitmek şart. Kulağı ağrıdığı halde şikayetini dile getiremeyen bebeklerde, annelerin daha dikkatli gözlem yapmaları gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Şenvar, her zamankinden farklı ağlaması olan (huzursuzluk, yersiz ağlama, gece ağlaması gibi) bebeklerin orta kulak iltihabı yönünden de muayene edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

Bazen çocuklar “Kulağım ağrıyor” dedikten kısa bir süre sonra tekrar oyuna dalabiliyor. Doktor Aras Şenvar’a göre anneleri tereddütte bırakan bu durum da ciddiye alınmalı. Zaman zaman hafif şiddetli ağrı yapan ve kısa bir süre sonra geçen kulak ağrıları, orta kulaktaki havalandırma sorunları ya da kulakta sıvı birikmesi sonucu oluşabiliyor. Normalde havayla dolu olduğu zaman görevini yapan orta kulak boşluğunda toplanan sıvı, işitme sorunları yarattığı için uzmana başvurulması gerekiyor.

ORTA KULAK İLTİHABI TEHLİKESİ

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Aras Şenvar, kulağa hava girmesini sağlayan östaki borusu anatomik olarak kısa olduğu için çocukların orta kulak iltihabına daha kolay yakalandıklarını belirterek şunları söylüyor: “Bunun yanı sıra östaki borusunun konumu ile eğimi farklı olan bazı çocuklar, enfeksiyon oluşturan etkenlerin orta kulağa geçmesi açısından daha fazla risk taşıyorlar. Bu çocuklar neredeyse her nezle ve grip sonrasında orta kulak iltihabı geçirebiliyor. Bazı çocuklarda ise genetik olarak orta kulak, östaki ve geniz bölgeleri arasındaki ilişkiler sıkıntılı olduğunda bu çocuklarda da sık sık kulakta sıvı birikimi veya enfeksiyon atakları görülebiliyor. Çocuğun büyümesi ve anatomik gelişmeyle bu sorun zamanla ortadan kalkıyor.”

AĞRI ORTADAN KALKTI DİYE TEDAVİYİ KESMEYİN!

Tedavide amaç orta kulaktaki iltihabının temizlenmesini sağlamak. Bu sebeple çocuğa burun ve östaki borusunun açılmasını sağlayan ilaçlar, burun açıcı sprey, antibiyotik, ağrı kesici, orta kulaktaki ödemi çözücü ilaçlar veriliyor. Daha ileri durumlarda cerrahi müdahale yapılması gerekebiliyor.

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Aras Şenvar, ilaçların doktorun önerdiği sürede kullanılması, ağrı ortadan kalkınca tedavinin kesilmemesi gerektiğini belirterek şu uyarıda bulunuyor: “Ağrı çok uzun sürmüyor ve çocuğun yakınmaları geçmiş gibi görünebiliyor. Ancak orta kulak boşluğundaki iltihabın tamamen geçmesi için antibiyotiğin en az 10 gün süre ile verilmesi uygun oluyor.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.