ÖĞÜT   (2184 içerik bulundu)

Söğüt Nerede?

Osmanlı Devleti'nin kurulduğu yer olan Söğüt nerede? Kayı boyu Söğüt'e nasıl geldi? Ertuğrul Gazi Söğüt'ü nasıl aldı? Söğüt'ün tarihçesi, Osmanlı dönemi ve sonr

Sami Efendi’den Dört Öğüt

Selman Tan’ın, Mehmet Temiz Ağabey ile yaptığı sohbeti istifadenize sunuyoruz.

Allah Dostlarının Yola Çıkanlara Öğütleri

Allah ile beraberlik şuurunu henüz elde edememiş kimseler, yalnız kaldıklarında çoğu zaman nefis ve şeytanla arkadaşlık yapmak durumunda kalırlar.

Şah El-kirmani Hazretlerinden Altın Öğütler

Firâset sahibi bir sohbetçi, kardeşlerinin arasını ıslah etmeli ve onları en güzel şekilde idare etmelidir. Sertliğin aşırısının kin doğuracağını, hoşgörünün aş

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi'den Gençlere Öğütler

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi'den gençlere öğütler...

Önden Gidenlere Öğütler

Es’ad Efendi Hazretlerinin önden gidenlere yaptığı öğütler...

Kur'an'dan Hikmet Yüklü Öğütler

24 Mart 2017 Cuma günü hutbesinin konusu, "Hikmet Yüklü Öğütler" olarak ele alınmıştır.

Hazret-i Lokman'ın Oğluna Öğütleri

Lokman -aleyhisselâm-, oğluna nasihat ederken öncelik olarak neleri öğütlüyor? Oğluns dünya ve ahiret hayatı için hangi tavsiyelerde bulunuyor? İşte Lokman -ale

Hazreti Musa’nın Firavun’a Verdiği Öğüt

Hazret-i Mevlânâ, Mûsâ -aleyhisselâm-’ın firâsetteki derinliğini, buna mukâbil Firavun’un ise nefsânî bir hayatın içinde nasıl ahmaklaştığını beşerî idraklerin

Kâtip Çelebi'den İlim Yolunun Genç Yolcularına Öğütler

''Uçmak için iki kanat lâzımdır, bir kanatla menzil alınmaz. Aklî ve şer’î ilimler iki kanat mesabesindedir.'' Ekrem Sakar, Kâtip Çelebi’nin Keşfü’z-zünûn ve Mî

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.