HELAK   (2609 içerik bulundu)

Ad, Semud ve Firavun Kavmi Nasıl Helak Oldu?

Ad ve Semûd kavmi nasıl helak oldu? Firavun ve kavminin başına gelen felaketler nelerdir? Osman Nuri Topbaş geçmiş kavimlerin helâkini anlatıyor.

İnsanların Helâki İki Şeydedir

Bâyezîd-i Bistâmî Hazretleri, "İnsanların helâki iki şeydedir" buyuruyor.

Yarıncılar Helak Oldu

Hz. Peygamber (s.a.s.) niçin “Yarın yaparım diyenler helâk oldu” buyurmuş, bu sözle ne anlatmak istemiştir?

İnsanı Helak Eden Günahlar Hangileridir?

Büyük günahlar nelerdir? Günahın büyüğü küçüğü olur mu? İnsanı helak eden günahlar hangileridir? Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım cevaplıyor.

"Allah Teâlâ, Bir Ümmeti De Helâk Etmek İsteyince… " Hadisi

Hadisi şerifi nasıl anlamalı ve amel etmeliyiz? Hadisten çıkarmamız gereken dersler nelerdir?

İçimizde İyi İnsanlar Varken, Helâk Olur muyuz?

“...İçimizde sâlihler bulunduğu hâlde biz helâk edilir miyiz?” diye soran Zeyneb bint-i Cahş Vâlidemize, Peygamberimizin (s.a.s.) verdiği cevap.

“Ben” Diyenler Helak Oldu

“Bizden daha güçlü kim var?” diye övünenlerin akıbeti ne oldu? Âd ve Semûd kavimleri neden helak oldu? “Ben” diyenlerin acı akıbeti...

Tasavvufî Eserlerde “Helâk ve Hüsrân” İfadelerinin Edeb Konusunda Kullanılmasının Maksadı Nedir?

Bâzı tasavvufî eserlerde edeble ilgili meselelerde “helâk ve hüs-rân” tehdîdi taşıyan ifâdeler geçiyor. Büyük günahlar için kullanı-lan bu tehdîdlerin edeb konu

Semûd Kavmini Helâka Götüren Sebepler

Semûd kavminin helak olmasının sebepleri nelerdir?

Ashab-ı Sebt (Cumartesi Halkı) Neden Helak Oldu?

Ashab-ı Sebt (Cumartesi halkı) neden helak olmuştur?

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.