Ramazan Ayı 29 Mu Yoksa 30 Gün müdür?

Ramazan ayının bazen 29 bazen 30 gün kabul edilmesinin sebebi nedir? Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu hususta ne buyurmuşlar, sahabi efendilerimiz; Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) sözlerini ne şekilde uygulamışlardır?

İbn-i Ömer radıyallahu anh’dan şöyle rivâyet edilmiştir: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, şöyle buyurdu: “Biz okuma ve yazmasını bilmeyen bir cemaatiz. Yazamayız, hesap edemeyiz, ay (parmaklarıyla işaret ederek) şöyle, şöyle ve şöyledir,” Ravi Süleyman bin Has üçüncü işarette parmağını eğip geri koydu. Yani, ay yirmi dokuz veya otuz gündür. (1)

  • Hadisin Açıklaması

Hanese: Yatırdı, öbür parmaklardan geri bıraktı, demektir.

Ümmî: okuma yazma bilmeyen demektir.

Ay şöyle, şöyledir demek, bazısı yirmi dokuz, bazısı da otuz gün olur demektir.

İbn-i Ömer radıyallahu anh’dan rivâyet edildiğine göre: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, şöyle buyurdu: “Ay yirmi dokuz gündür (Ramazan) ayını görmedikçe oruç tutmayın, (Şevval) ayını görmedikçe oruncu bozmayın, eğer aranıza bulut girerse bulunduğunuz ayın (veya şabanın) sayısını otuz gün takdir edin.”

Nâfi dedi ki: Şaban yirmi dokuz olduğu zaman ay İbn Ömer için gözetilirdi. Eğer görülürse oruçlu olurdu, ay görünmez yakın arada bulut ve toz perde yapmazsa orucu tutmayarak sabahlardı. Eğer yakın görüş sahasını bulut veya toz perdelerse, oruçlu olarak sabahlardı. İbn-i Ömer halk ile beraber orucunu yer (Ramazan’da) bu hesabı tutmazdı. (2)

Eyyub radıyallahu anh’dan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir: Ömer bin Abdülaziz, Basra halkına şöyle mektup yazdı. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den bize şöyle haber ulaştı, deyip; İbn-i Ömer’in Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’dan rivâyetinin benzerini yazdı. Eyyub ziyade etti (onun en iyi takdiri Şaban ayının hilâlini şöyle veya böyle gördüğümüz zaman inşallah oruç şöyle ve böyledir. Ancak hîlâli şöyle şöyle değil de bundan önce görürseniz durum başkadır. (Oruç Şaban’ın yirmi dokuzundan hesapla tutulur.)

  • Hadisin açıklaması

Burada, Şaban ayının hilâlini, Receb’in sonunda görürsek oruç şu gün başlar, şu kadar sürer. Ama nâs Ramazan hilâlini Şaban otuz olmadan görürlerse oruç, şabanın yirmi dokuzunda hesapla tutulur, demektir.

İbn-i Mes’ûd radıyallahu anh’dan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte (Ramazanı) yirmi dokuz gün tuttuğumuz, onunla birlikte otuz gün tuttuğumuzdan daha çoktur. (3)

Abdurrahman bin Ebî Bekre radıyallahu anh’dan, o da babasından rivâyet ettiğine göre:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem “İki bayram ayı olan Ramazan ve Zilhicce (sayıda noksan olsalar da sevapta) noksan olmazlar,” buyurdu. (4)

Dipnotlar:

  • Buhâri, K. Savm, Bâbu kavl-i Nebiyyi sallallahu aleyhi ve sellem, “İza raeytümü” n. 3/3; Müslim, K. Savm, Bâbu Vucub-i Savmi Ramazan, n. 080; İbn-i Mâce, K. Savm, Bâbu: “Sûmû ru’yetihi bi lafzın, n. 65 Nesêî, K. Savm, n.
  • Müslim, K. Sıyam, B. Vucûb-i Sıyam, n. 080; Nesêî, K. Savm-ı Ramazan, n. ; Buhâri, K. Savm, n. 3/3; İbn-i Mâce, K. Sıyam, B. Mâce Fesûmû, Liru’yetihi, n. 65
  • Tirmizi, K. Savm, b. 6, n. 689; Müsned, n. 3776
  • İbn-i Mâce, K. Savm, n. 659; Tirmizi, K. Savm, Bâbu şerha idin, n. 68; Buhâri, K. Savm, Bâbu şehrâ îdin lâ Yenkusani, n. 35/3; Müslim, K. Savm, Bâbu mânâ sehrâ îdin, n. 1069

Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebu Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları

 

İslam ve İhsan

RAMAZAN AYINDA YAPILACAK İBADETLER

Ramazan Ayında Yapılacak İbadetler

RAMAZAN’DA SIKÇA SORULAN SORULAR

Ramazan’da Sıkça Sorulan Sorular

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.