Namazımızın Seviyesi Nedir?

Elhamdülillah namaz kılıyoruz! Fakat kıldığımız namazın seviyesi nedir? Ne kadar hazırlanıyoruz? Önceliği nedir? Kurtuluşa erenler kimlerdir ve birinci vasıfları nedir? Mü’minûn suresi 2. ayette geçen müjde...

Namazı kılıyoruz. Lâkin hangi kıvamda? Namaza devam edenler de, namazlarının seviyesini, kıvâmını artırma ve yükseltme gayretinde olmalıdır.

Çünkü;

Âyet-i kerîmede buyurulur:

“Mü’minler kurtuldu.” (el-Mü’minûn, 1)

Kimdir o mü’minler? Vasıfları bir bir sayılmakta. Ancak birinci vasıf:

“Onlar ki namazlarında huşû içindedirler.” (el-Mü’minûn, 2)

Demek ki;

Cenâb-ı Hak sadece geometrik bir namaz istemiyor. Duygulu, vecd içinde bir namaz kılmamızı arzu ediyor. İlâhî huzurda olduğumuzun idrâki içinde bir namazı bizden talep ediyor.

Öyle bir namaz ki;

“…Secde et ve yaklaş!” (el-Alak, 19) buyurulduğu üzere; o namazın secdeleri, bizi Cenâb-ı Hakk’a yaklaştıracak.

Öyle bir namaz ki;

Rasûlullah Efendimiz’in namazı; ona bir kıyas ölçüsü, bir mîzan, kâ‘bına varılmaz bir hedef olacak. Çünkü Efendimiz;

“Namazı benden gördüğünüz gibi kılın…” buyurmuşlardır. (Buhârî, Ezân, 18)

Fahr-i Kâinat -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz; namaz vakti girince, aile efrâdını bile tanımaz olurdu. Namaz iklimine öyle bir huzurla girerdi. Geceleri namaz kılarken sadrında bir tencere kaynarcasına; duygulu, vecd ve istiğrak içinde namazını edâ ederdi.

Ashâb-ı kiram da her şeyde olduğu gibi, namaz husûsunda da Peygamber Efendimiz’e benzeme gayretindeydi:

Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- sûikaste uğrayıp ağır yaralanmıştı. Kan kaybından zaman zaman bayılıyor, kendisini bir türlü ayıltamıyorlardı. Fakat namaz vakitleri girdiğinde biri kulağına eğilip;

“–Namaz yâ Ömer, namaz!” diye seslenince, hayret verici bir iradeyle ayılıyor ve o hâliyle namazını edâ ediyordu. Ardından da;

“–Namazı olmayanın İslâm’da yeri yoktur!” deyip tekrar kendinden geçiyordu.

Hazret-i Ali -radıyallâhu anh-’ın bir muharebede ayağına ok isabet etmişti. Acısının şiddetinden dolayı oku çıkaramadılar. Bunun üzerine Hazret-i Ali -radıyallâhu anh-;

“–Ben namaza durayım da öyle çıkarın!” dedi. Dediği gibi yaptılar ve kolayca çıkarıldı.

Hazret-i Ali, selâm verip;

“–Ne yaptınız?” diye sordu.

Yanındakiler de;

“–Çıkardık!” dediler.

Yani Hazret-i Ali -radıyallâhu anh-; namazda âdetâ dünyadan tecerrüd ediyor, bedenî ızdıraplarını unutacak derecede kendini ibâdete teksîf ediyordu.

Hazret-i Mevlânâ, namazın bu yüksek kıvâma yükseltilmesine davet ederek şöyle der:

“Öyle bir abdest al ki, hiç bozulmasın.

Öyle bir namaz kıl ki, hiç bitmesin.

Âşığa beş vakit namaz yetmez; beş yüz bin vakit ister. Gerçek âşık, vuslatın bitmesini hiç ister mi?”

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2022 Ay: Şubat, Sayı: 204

İslam ve İhsan

NAMAZ KILMANIN ÖNEMİ KISACA

Namaz Kılmanın Önemi Kısaca

NAMAZ NASIL KILINIR?

Namaz Nasıl Kılınır?

NAMAZLA İLGİLİ AYETLER VE HADİSLER

Namazla İlgili Ayetler ve Hadisler

NAMAZIN ÖNEMİ, FAZİLETİ VE FAYDALARI

Namazın Önemi, Fazileti ve Faydaları

NAMAZIN DİNİ VE DÜNYEVİ FAYDALARI

Namazın Dini ve Dünyevi Faydaları

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.