Köylerde 5 Çocuk İçin Ana Sınıfı Açılabilecek

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, köy vb. yerleşim yerlerinde bir şubede 5 çocuk için ana sınıflarının açılmasına yönelik yeni düzenleme yaptıklarını bildirdi.

Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, okul öncesi eğitimde fırsat eşitliğini ve okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılmasını öncelikli hedefleri arasına alan Bakanlık, salgın sürecine ilişkin güncel gelişmeler doğrultusunda nüfusun az ve dağınık olduğu yerleşim yerlerinde, okul öncesinde eğitim-öğretim sürecinin kesintisiz devam edebilmesi için bir şubede bulunması gereken en az öğrenci sayısını yeniden belirledi.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer imzasıyla illere gönderilen yazıda, Kovid-19 salgın sürecinde okul öncesi eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için nüfusu az ve dağınık olan köy ve benzeri yerleşim yerlerinde ana sınıfı açılabilmesi için gerekli olan öğrenci sayısının 10’dan 5’e düşürüldüğü kaydedildi. Böylece bu bölgelerde, en az 5 çocuk bulunması halinde bir grup oluşturularak ana sınıfı açılabilecek.

“ŞUBAT AYINA KADAR 10 BİN YENİ ANA SINIFINI HAZIR HALE GETİRMEYİ PLANLIYORUZ”

Açıklamada görüşlerine yer verilen Milli Eğitim Bakanı Özer, okul öncesinden özel eğitime, ilk ve ortaöğretimden yükseköğrenime kadar eğitimin her kademesinde önemli yatırımlar yapıldığını, böylelikle toplumun her kesiminin tüm kademelerde eğitime erişiminin artırıldığını belirtti.

40 bin yeni ana sınıfı hedefi kapsamında, ikinci döneme 5 bin ana sınıfı yapımının yetiştirilmesini planladıklarını aktaran Özer, şunları kaydetti:

“Yaklaşık bir ayda, ülke genelinde 4 bin 3 yeni ana sınıfını açtık. Bu ana sınıflarında 79 bin çocuğumuz eğitim almaya başladı. Böylece 5 yaş grubunda yaklaşık yüzde 78 olan okullaşma oranını, yaklaşık yüzde 84’e çıkardık. Kısa sürede geldiğimiz bu nokta, hedefimizi güncellememiz gerektiğine işaret etti. Yeni hedef olarak şubat ayına kadar 10 bin yeni ana sınıfını hazır hale getirmeyi planlıyoruz.

Yaptığımız yeni düzenleme ile köy ve benzeri yerleşim yerlerindeki öğrencilerin okul öncesi eğitime erişimini kolaylaştırmak için önemli bir adım daha attık. Artık köylerde ana sınıfı açılması için 10 çocuk bulunması şartı aranmayacak. 5 çocuk için ana sınıfları açılabilecek. Ana sınıfı ve anaokulu sayısını artırarak, tüm çocuklarımızın okul öncesinde eğitime rahatça ulaşabilmesi en büyük önceliğimiz. Bu doğrultuda çalışmalarımız aralıksız devam ediyor.”

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.