Kitap Fuarı Eski Yerinde

Diyanet Vakfı tarafından düzenlenen ve bu yıl İstanbul’da 37. kez kapılarını açacak olan Kitap ve Kültür Fuarı yeniden Sultanahmet’e taşınıyor. İstanbul’la eş zamanlı Ankara’da Kocatepe Camii avlusunda açılan fuar ise bu yıl Gençlik Parkı yakınındaki Melike Hatun Camii avlusunda okurla buluşacak.

Eski adıyla “Dini Yayınlar Fuarı” olarak bilinen Kitap ve Kültür Fuarı her yıl olduğu gibi bu yıl da İstanbul ve Ankara’da Ramazan ayında kapılarını okura açıyor. Ancak iki şehirde de bu yıl fuarın adresi değişti.

Kapılarını ilk kez 1983 yılında Ankara Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ndeki fuaye salonunda açan ve 1984 yılından bu yana da Ankara’da Kocatepe Camii avlusunda hizmet veren kitap fuarı, bu yıl 22 Mayıs-10 Haziran tarihleri arasında Gençlik Parkı yakınındaki Melike Hatun Camii avlusunda kurulacak. İstanbul’da ise 37 yıl önce ilk kez Sultanahmet Cami avlusunda hizmet veren ancak tüm itirazlara rağmen 2010 yılında Beyazıt Meydanı’na taşınan kitap fuarı yeniden Sultanahmet’e geri dönüyor.

AYASOFYA CAMİİ YANINDA

Ayasofya Camii’nin Topkapı Sarayı’na giden güzergahında kurulacak olan fuar, Ramazan ayının ilk gününde okurla buluşacak. Türkiye Diyanet Vakfı’ndan Fuar Koordinatörü Osman Sarıköse, “Fuar, Beyazıt meydanının tadilatı nedeniyle yeniden Sultanahmet’e döndü. Ayasofya Camii’nin yan tarafında hizmet verecek.

Ankara’da ise okurun daha kolay ulaşım sağlaması için Melike Hatun Camii avlusu tercih edildi. Her ikisi de Kadir Gecesi’nde sona erecek. Fuar boyunca yüzlerce yazar ve okur buluşması ile yazar sohbetleri gerçekleşecek“ diye konuştu.

VERİM ARTACAK

Fuarın tekrardan Sultanahmet Meydanı’na taşınması için çaba harcadıklarını söyleyen Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Emrah Kısakürek ise şunları söyledi:

“Fuarın tekrar Sultanahmet’e gelmesi bizi ziyadesiyle sevindirdi. Artık Ramazanlarda bir gelenek halini almış bu fuarın tekrar Sultanahmet’e taşınması bu fuarın verimini daha da artıracak. Geleneksel el sanatlarının sergilendiği alanın yanında gelenekselleşmiş bir kitap fuarının da yer alması şehrin anahtarını tutan ve bu şehre katkı verenlerin kitaba ve geleneğe verdikleri kıymetin bir nişanesidir. Yayıncılarımıza düşen görev, yabancı dildeki yayınlarını da sergileyerek orayı ziyaret eden yabancı konukların da fuardan faydalanmalarını sağlamaktır. Bu Ramazan fuarının Ramazanın bereketiyle verimli geçeceğini umuyoruz.”

Kaynak: Yenişafak

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.