Peygamberler Tarihi

Firavun'un Sefil Propagandası

Allah'ın yardımı ile Hz. Musa'nın hakkı söylemesine engel olamayan Firavun'un diğer İslam düşmanlarınında yaptığı gibi Hz. Musa'ya yaptığı karalama çabası ve ya

Hz. Musa ve Kıptîler

Hz. Musa'ya defalarca iman edeceğini söylediği halde, düştükleri her zor durumdan kurtulur kurtulmaz bildiklerini okuyan ve iman etmeyen kıptîler ve başlarına g

Hz. Yusuf ve Zindan

Mısır zindanlarını medreseye dönüştüren ve zindanda dahi Hakk'ı haykıran bir peygamber...

Hz. Âsiye'nin Şehîd Edilmesi

Zülme karşı sessiz kalamayan ve imanının verdiği heyecan ile küfrün karşısında canı pahasına dahi olsa dimdik duran iman kahramanı Hz. Âsiye validemiz ve şehade

Aşure Günü Neler Yaşandı?

Aşûre günü, dünya tarihi boyunca büyük tecellilerin olduğu müstesna bir gündür. Geçmiş bütün peygamberlerce farklı bir gün olarak kabûl edilmiş, birçok hayırlı

Firavuna Yapılan Tebliğ

Hz.Mûsâ (a.s) Peygamberlik vazifesini aldıktan sonra Firavuna giderek ona Allah'ın varlığını ve birliğini kabul etmesini tebliğ ediyor. Bu tebliğe karşı Firavun

Hz. Mûsâ (as) ve Hz. Harun Firavunun Sarayında

Hazret-i Mûsâ ve Hazret-i Hârûn -aleyhimesselâm-, Allah'ın (c.c) onlara verdiği Peygamberlik vazifesinden sonra aslolan görevlerinden Firavuna gidiyorlar. İşte

Hz. Musa (as) Firavuna Gidiyor

Allah (c.c) Peygamberlerine ve kullarına, tebliğ yaparken nasıl bir dil kullanılması gerektiği hakkında Hz. Mûsâ (a.s) ile örnek vermiştir. İşte o örnek:

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.