İklim Değişikliği Ani Kuraklıklara Geçişi Tetikliyor

Yapılan son araştırmalara göre, iklim değişikliği etkisiyle yavaş kuraklık süreçlerinden ani kuraklıklara doğru bir geçiş yaşanırken bu durum sıcak hava dalgaları ve orman yangınları için uygun koşullar oluşturuyor.

İngiltere'de bulunan Southampton Üniversitesi ve Çin’deki Nanjing Bilgi Bilimi ve Teknolojisi Üniversitesi bünyesinde ortak yapılan araştırmaya göre, iklim değişikliği etkisiyle yavaş kuraklık süreçlerinden ani kuraklıklara doğru bir geçiş yaşanırken bu durum sıcak hava dalgaları ve orman yangınlarının için uygun koşullar oluşturuyor. 

"İklim değişikliği sebebi ile ani kuraklıklara küresel geçiş" adlı araştırmada, mevsimsel kuraklıklar, toprak nemindeki azalmanın başlangıç hızına göre, ani kuraklıklar ve yavaş kuraklıklar olarak ayrıldı ve kuraklıkların son 64 yıldaki yerel gelişme mevsimleri boyunca küresel dağılımları incelendi. 

Sonrasında ise ani kuraklıkların sayısının toplam mevsimsel kuraklığa oranındaki küresel eğilim ile mevsimsel kuraklıkların başlangıç hızındaki küresel eğiliminin insan kaynaklı iklim değişikliği ile olan ilişkisine bakıldı. 

Bunun yanı sıra, elde edilen eğilimlerin, Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) iklim değişikliğine uyum için aşırı hava olayları ve felaketlere karşı risklerinin yönetilmesi üzerine yayınladığı SREX raporunda işaret edilen bölgelere göre nasıl değiştiği üzerine çalışıldı.

Ani kuraklıkların, mevsimsel kuraklık olaylarına ve mevsimsel kuraklık başlangıç hızına oranlandığı çalışmada, bu tür kuraklıkların nemli bölgelerde daha çok görüldüğü ortaya çıktı. Ayrıca ani kuraklıkların genel olarak 30-45 gün, yavaş kuraklıkların ise 40-60 gün sürdüğü kaydedildi. 

Çalışma, yüksek ani kuraklık oranlarına sahip bölgelerde, yağış kıtlığı ve topraktaki hızlı su kaybıyla bağlantılı olarak daha hızlı kuraklık başlangıçları yaşandığını gösterdi. Avrupa, Kuzey Asya, Çin’in Güney’i Kuzey Amerika’nın doğusu ve kuzeybatısı gibi nemli bölgelerde ani kuraklıkların yaşanmasının daha olası olabileceği belirtildi.

Kuraklık başlangıç hızı artıyor 

Karasal su kaybının ısınan bir iklimde arttığı hipotezinden yola çıkan araştırmacılar, kuraklık başlangıcının küresel olarak hız kazandığını öne sürerek, çalışma kapsamında küresel olarak ani kuraklık oranında ve mevsimsel kuraklıkların başlangıç hızında bir artış eğilimi olduğunu gösteren güçlü çıkarımlar elde etti. Araştırmacılara göre bu durum, mevsimsel kuraklıkların daha hızlı geliştiğini ve küresel ölçekte yavaş kuraklıklardan ani kuraklıklara bir kayış yaşandığını gösteriyor.

Küresel olarak kayda değer bir şekilde ani kuraklıklara geçişte özelikle SREX bölgelerinde yüzde 74'ün üzerinde bir oran dikkati çekerken bunların arasında en çok öne çıkan bölgeler Doğu ve Kuzey Asya, Avrupa, Sahra, ve Güney Amerika’nın batı kıyıları oldu. Mevsimsel kuraklıkların başlangıç hızında, Kuzey Asya, Avustralya, Avrupa ve Güney Amerika’nın batı kıyılarında ciddi bir artış yaşandığının altı çizildi.

Öte yandan kuraklık başlangıç hızında artış yaşarken ani kuraklık oranında düşüş yaşayan bölgelerin yavaş kuraklıklardan ani kuraklıklara geçişlerinin istikrarlı olmayabileceği aktarıldı. Örneğin Doğu Afrika, Kuzey Doğu Brezilya ve Kuzey Amerika’nın batısı ani kuraklık oranlarında tarihi bir düşüş yaşasa da hem ani kuraklık hem de yavaş kuraklıkların sıklığında bir artış yaşıyor. Bu bölgelerin, kuraklık başlangıç hızı artışında belirli bir seviyeye geldiklerinde, daha devamlı bir geçiş yakalayabilecekleri belirtildi. Öte yandan Kuzey Amerika'nın Doğusu, Güney Amerika'nın Güneyi ve Güneydoğu Asya gibi bölgelerde ise ani kuraklık ve yavaş kuraklık sıklığında düşüş olurken kuraklık başlangıç hızında artış yaşandı kaydedildi.

Çalışmada Amazonlar ve Batı Afrika hariç, tüm bölgelerde ani kuraklık oranında ve mevsimsel kuraklık başlangıç hızında artış gösteren bir eğilim olduğu kaydedildi. 

Karbon emisyonunun makul seviyede yükselmesi halinde dahi ani kuraklıklar artacak

Çalışmada ayrıca 2015’ten 2100 yılına kadar karbon emisyonunun makul bir seviyede gerçekleştiği bir senaryoda dahi SREX raporunda belirtilen bölgelerin neredeyse hepsinde ani kuraklık oranlarında ve mevsimsel kuraklıkların başlangıç hızında artış gösteren bir eğilim olduğu gösterildi. Yüksek karbon emisyonunun gerçekleşeceği varsayılan senaryolarda ise bu bölgelerin çoğunda kuraklık oranlarında ve mevsimsel kuraklıkların hızında artış eğiliminin oldukça güçlü olacağı öngörüldü. Yüksek karbon emisyon senaryosunun gerçekleşmesi halinde ani kuraklıkların çok daha hızlı başlayarak büyük riskler oluşturabileceği kaydedilerek bu durumun iklim adaptasyonu konusunda zorluklara yol açacağı uyarısında bulunuldu.

Sıcak hava dalgaları ve orman yangınları için uygun koşullar ortaya çıkıyor

Çalışmada kuraklık oranlarında ve mevsimsel kuraklıkların başlangıç hızındaki artış, insan kaynaklı iklim değişikliği sonucu ortaya çıkan şiddetli yağış azalmaları ve topraktaki su kaybındaki artışa bağlandı. Bu durumun toprağın hızlı bir şekilde kurumasına ve böylelikle sıcak hava dalgaları için oldukça uygun koşulların ortaya çıkmasına yol açtığı ifade edildi.

Ani kuraklıkların bitkilerin büyümeleri üzerinde ciddi etkileri olabileceği belirtilen çalışmada bu tarz kuraklıkların orman yangınlarına da yol açabileceği vurgulandı.

Ani kuraklıklara geçişin, ekosistem üzerinde geri döndürülemez olumsuz etkilere yol açabileceği riskine dikkati çeken araştırmacılar, ani kuraklıklar için erken uyarıların sağlanabilmesine, doğal ekosistemin ve insanlığın bu durumdan nasıl etkileneceğini anlamak için yeni yaklaşımların geliştirilmesine ihtiyaç duyulduğunu kaydetti. 

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.