Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Şakaları Nasıldı?

Hz. Muhammed’in (s.a.v.) şakaları nasıldı? Abdullah Sert Hocaefendi, Şifa-i Şerif eserinden Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in şakalarına örnek olacak birkaç nükte ve latifesini okuyor.

HZ. MUHAMMED’İN (S.A.V.) ŞAKALARI NASILDI?

Allah’ın Sevgili Elçisi, ashâbıyla şakalaşır; onların arasına karışır; kendileriyle sohbet eder; çocuklarına takılır; onları kucağına alıp sever; hür, köle, câriye, fakir ayırımı yapmadan onların dâvetini kabul eder; Medine’nin en uzak yerinde oturan hastaları bile ziyaret eder; herhangi bir konuda mâzeret ileri sürenlerin özrünü kabul ederdi.

Peygamber Efendimiz’in Şakalarına Birkaç Örnek Verelim:

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz yaşlı bir hanıma:

“İhtiyarlar cennete giremez” diye şaka yapınca, o hanım:

“İhtiyarların ne günahı varmış?” diye sordu. Kur’an okumayı bilen bu yaşlı hanıma Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz:

“Sen Kur’an’daki ‘Biz o kadınları yeni bir yaratışla yaratmışızdır. Ve onları bakire yapmışızdır: Eşlerine âşık, hep bir yaşta.’ (Vâkıa 56/35-37.) âyetini okumadın mı?” buyurdu. (Hatîb et-Tebrîzî, Mişkâtü’l-Mesâbîh (Elbânî), III, 1369-1370)

***

Zâhir ibni Harâm adlı bir bedevî, Medine’ye geldikçe Resûl-i Ekrem Efendimiz’i ziyâret eder ve ona hediye getirirdi. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz de köyüne döneceği zaman Zâhir’in ihtiyaçlarını temin eder ve: “Zâhir bizim köylümüz, biz de onun şehirlisiyiz.” diye ona iltifat eder ve kendisini pek severdi. Zâhir bir gün pazarda malını satarken Fahr-i Âlem Efendimiz onu arkasından kucakladı. Zâhir kendisine bu şakayı kimin yaptığını görmediği için:

“Kim o yahu? Bırak beni!” diye çırpınmaya başladı. Yan gözle bakıp da Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’i görünce, sırtını onun göğsüne iyice yapıştırdı. Allah’ın Sevgili Elçisi:

“Bu köleyi kim satın almak ister?” diye sordu. Yüzü çirkince olan Zâhir:

“Yâ Resûlallah! Beni alan bulunmaz, zararlı çıkarsın!” dedi. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz de ona:

“Fakat sen Allah katında değerlisin” buyurdu. (Ahmed ibni Hanbel, Müsned, III, 161.)

***

Ashâb-ı kirâmdan Mahmûd ibni Rebî‘ şöyle demiştir:

“Ben henüz beş yaşımda iken Resûl-i Ekrem Efendimiz’in bize geldiğini ve oradaki bir kovadan ağzına su alarak yüzüme püskürttüğünü hatırlıyorum.” (Buhârî, İlim 18, nr. 77, Vudû’ 40, nr. 189, Ezân 154, nr. 839, Teheccüd 36, nr. 1185.)

***

Fahr-i Cihân Efendimiz (s.a.v.), hizmetkârı Enes ibni Mâlik’e:

“İki kulaklı!” diye takılırdı. (Ebû Dâvûd, Edeb 84, nr. 5002; Tirmizî, Birr 57, nr. 1992.)

***

 Enes’in haber verdiğine göre, Şefkat Pınarı Efendimiz bir gün onların evine gitmişti. Enes’in küçük kardeşi Ebû Umeyr’i üzgün gördü.

Ona ne olduğunu sorup da oynadığı “Nugayr” adlı küçük kuşun öldüğünü öğrenince yanına gitti ve:

“Ebû Umeyr! Ne oldu Nugayr?” diye latîfe ederek onun gönlünü aldı. (Buhârî, Edeb 81, 112, nr. 6162, 6203; Müslim, Âdâb 30, nr. 2150.)

Kaynak: Kadı İyaz, Şifa-i Şerif

İslam ve İhsan

PEYGAMBER EFENDİMİZİN ŞAKALARI

Peygamber Efendimizin Şakaları

PEYGAMBER EFENDİMİZ NASIL ŞAKA YAPARDI?

Peygamber Efendimiz Nasıl Şaka Yapardı?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.