Fâtır Suresi 43. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Fâtır Suresi 43. ayeti ne anlatıyor? Fâtır Suresi 43. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Fâtır Suresi 43. Ayetinin Arapçası:

اِسْتِكْبَارًا فِي الْاَرْضِ وَمَكْرَ السَّيِّئِۜ وَلَا يَح۪يقُ الْمَكْرُ السَّيِّئُ اِلَّا بِاَهْلِه۪ۜ فَهَلْ يَنْظُرُونَ اِلَّا سُنَّتَ الْاَوَّل۪ينَۚ فَلَنْ تَجِدَ لِسُنَّتِ اللّٰهِ تَبْد۪يلًاۚ وَلَنْ تَجِدَ لِسُنَّتِ اللّٰهِ تَحْو۪يلًا

Fâtır Suresi 43. Ayetinin Meali (Anlamı):

Çünkü onlar yeryüzünde büyüklük taslıyor ve kötülük planları tasarlıyorlardı. Oysa kötülük planları, ancak onu kuranların ayağına dolanır. Yoksa onlar, kendilerinden önceki inkârcı toplumların helâkine sebep olan ilâhî kanunların kendi üzerlerinde de uygulanmasını mı bekliyorlar? Sen Allah’ın kanununda hiçbir değişiklik bulamazsın. Yine sen Allah’ın kanununda kesinlikle hiçbir sapma göremezsin!

Fâtır Suresi 43. Ayetinin Tefsiri:

Mekke müşrikleri, Peygamberimiz (s.a.s.) henüz gönderilmeden önce, Ehl-i kitap olan yahudi ve hıristiyanların durumlarını da iç açıcı görmediklerinden, kendilerine gerçek bir peygamber gönderildiği takdirde onu asla inkâr etmeyeceklerine ve onun getireceği tâlimatlara, geçmiş ümmetlere nazaran çok daha fazla sahip çıkacaklarına yemin ediyorlardı. (bk. En‘âm 6/156-157) Fakat Resûl-i Ekrem (s.a.s.), peygamberliğini ilan edince ondan süratle uzaklaştılar. Bunun sebebi ise, Allah Resûlü (s.a.s.)’in getirdiği tâlimatların onların nefsânî arzularına uymaması ve dünyevi menfaatleriyle çatışması idi. Çünkü Kur’an onları dürüstlüğe, doğruluğa, tevazua, Allah ve Rasûlü’ne itaate, mahlukata karşı şefkat ve merhamete davet ediyordu. Onlar ise tüm bu ahlâkî faziletlerin aksine büyüklük taslıyorlar, insanları, hele yetim ve köleleri küçük görüyorlar, işlerine geldiği gibi haince planlar yapıyorlardı. Hâsılı Peygamberin mesajı ile onların arzuları arasında âdeta kan ve doku uyuşmazlığı vardı. Bu sebeple onlar yemin ettikleri gibi Peygamber’e inanacakları yerde onu reddettiler, davetini engellemek için sinsi tuzaklar kurdular ve onu öldürmek için suikastlar düzenlediler. Onlar yaptıkları bu kötülükler yüzünden daha önceki sapık milletlerin yoluna girmiş oldular. Dolayısıyla öncekilerin başına gelen felâket ve cezaların, kendi başlarına da gelmesine zemin hazırlamış oldular. Çünkü Allah’ın toplumlar için koymuş olduğu değişmez kanunu, bu neticeyi gerekli kılmaktadır:

“Zâlim yine bir zulme giriftâr olur âhir,

Elbette olur ev yıkanın hânesi vîrân.” (Ziyâ Paşa)

“Başkalarına zulmeden kişi, sonunda kendisi de elbet bir zulme uğrar. Başkasının evini yıkanın bir gün kendi evi de vîrân olacaktır.”

İnkârcıların fenâ akıbetlerini görme, Allah’ın kudretini tanıma ve böylece gerçeği idrak etme açısından önceki kavimlerin ibretli kıssaları büyük ehemmiyet arz eder:

Fâtır Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Fâtır Suresi 43. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.