Din Görevlisinden Etkilenen Kamerunlu Genç Müslüman Oldu

Kamerunlu Chamı Mashussi (22), üniversite eğitimi için geldiği Gümüşhane'de din görevlisinden etkilenerek Müslüman oldu.

Gümüşhane Üniversitesi Mekatronik Bölüm öğrencisi Kamerunlu Chamı Mashussi, din görevlisi Nurullah Çelik ile tanıştı.

Din görevlisi Nurullah Çelik'in hoşgörüsü ve yardımseverliğinden etkilenen Chamı Mashussi, İslamiyet’i araştırmaya başladı.

Araştırmaları sonucunda Müslüman olmaya karar veren Cham için Gümüşhane İl Müftülüğünde "İhtida Merasimi" düzenlendi.

Gümüşhane İl Müftüsü Hüseyin Gün rehberliğindeki merasimde Kelime-i Şehadet getirerek Müslüman olan Cham, "Şamil" ismini aldı.

"Müslüman oldum, çok iyi hissediyorum"

Burada duygularını ifade eden Şamil, "Gümüşhane'ye geldiğimde Müslüman arkadaşlarımdan duyduklarım, daha sonra tanıştığımız Nurullah Çelik hocamın davranışları beni İslamiyet’i araştırmaya daha çok itti. Ve sonunda kararımı verdim. Müslüman olmak istediğimi hocamıza ilettim. Kelime-i Şehadet getirerek Müslüman oldum, çok iyi hissediyorum." dedi.

detail-photo-fancybox-2

İl Müftüsü Hüseyin Gün ise, "Büyük bir sevinç yaşıyoruz. Ülkemize eğitim almak için gelen Kamerunlu bir öğrencimizin yüce dinimiz İslamiyet’i seçmesi, İslamiyet’i benimsemesi, kabul etmesi ve bunun da özellikle bir din görevlimizin rehberliğinde gerçekleşmesi bizi son derece memnun etti. Kendisine en çok etkilendiği şeyi sorduğumuzda özellikle Müslümanların misafirperverliği, yardımseverliği, içten ve samimi davranmalarından etkilendiğini söylemesi ülkemiz ve milletimiz adına sevincimizi bir kat daha arttırdı. Bugün müftülüğümüzde  ihtida merasimimizi gerçekleştirdik. İslamiyet hakkında bilgiler verdik. Diyanet İşleri Başkanlığımızın ihtida merasimlerinde takdim ettiği çeşitli hediyeler var, onları takdim ettik." diye konuştu.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.