'çilehane İkindi Sohbetleri' Başlıyor!

İstanbul'da Küçük Çamlıca'da bulunan Çilehane Camii'nde her hafta yapılacak olan "Çilehâne İkindi Sohbetleri" başlıyor.

Medeniyetimizde “irfânî sohbet” geleneği, Müslüman şahsiyetin inşâsı yolunda terbiye, tezkiye ve eğitim vâsıtası olarak asırlarca devam edegelmiş bir sünnet-i peygamberîdir.

Sahâbe-i kirâm, sohbet yakınlığı içerisinde Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’in mübârek sözlerinden istifâde ettiği gibi, O’nun “hâl”lerinden de istîdatları nisbetinde istifâde etmişler.

İlâhî hakîkatleri öğrenip tatbik etme husûsunda nasıl ki peygamberlere ihtiyacımız zarurî ise peygamberlerin fiilen ve zâhiren mevcut olmadığı zamanlarda da onların mânevî terbiye vazifesine istîdat ve iktidarları nisbetinde vekâlet eden irşâd ehli Rabbânî âlimler, ârifler, sâlih zâtlar ve Hak dostları bu vazîfeyi sürdürmüşlerdir.

Gönüllerin mânen dirilmesi ve uyanmasında, başta peygamberler olmak üzere hikmet ve irfân ehlinin sözleri ve hâlleri dâimâ aşılayıcı olmuştur. Lokman (aleyhisselâm) oğluna der ki:

“Yavrum! Âlim kimselerle beraber ol ve onlardan ayrılmamaya çalış. Zîra Allah Teâla, yağmurla toprağı canlandırdığı gibi hikmet nûruyla da kalpleri canlandırır.”

"ÇİLEHÂNE İKİNDİ SOHBETLERİ"NDE KİMLER VAR?

Aziz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri gibi âriflerin terbiye sürecine şâhitlik eden Çilehâne merkezi, “irfânî sohbet” geleneğini düzenli bir programa dönüştürüyor. “Çilehâne İkindi Sohbetleri” programında şu sohbetler gerçekleşecek:

İlk program, 31 Ekim 2015 Cumartesi günü İkindi Namazını müteakip Çilehâne Camii’nde Muhterem Osman Nuri Topbaş Hocaefendi’nin sohbetleri ile başlıyor.

Aralık ayından itibaren de her ayın ilk Cumartesi günü, Muhterem Osman Nuri Topbaş Hocaefendi’nin sohbetleri icrâ edilecek.

Diğer Cumartesilerde de yine ikindi namazını mütakip, alanında uzman hocalarımız tarafından her hafta bir ârifimizin hayatını, söz ve hâllerini gündemimize taşıyacak sohbetler yapılacak. Camide hanımlara da yer tahsisi yapılacaktır.

İlk üç aylık program akışı bu broşürde:

 

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Üniversitesi öğrencisiyim üsküdar da yaşıyorum. Düzenlenen etkinliklerden haberdar olmak istiyorum. Eğer toplu mail listesine benide ekleyebilir misiniz. Selametle kalın

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.