Böbrek Yetmezliği Hakkında Bilinmesi Gereken Her Şey

Sabahları kalktığınızda el ve ayaklarınızda şişme, göz kapaklarınızda ödem oluyorsa, sebebi kronik böbrek yetmezliği olabilir.

Son yıllarda böbrek hastalıklarında artış yaşanıyor. Memorial Şişli Hastanesi Böbrek Nakli Merkezi Başkanı Doç. Dr. Burak Koçak, kronik böbrek yetmezliğinin sinsi bir hastalık olduğunu belirterek, "Sabah kalktığınızda el ve ayaklardaki şişme, göz kapaklarındaki ödem gibi belirtiler kronik böbrek hastalığını gösterir" şeklinde konuştu. Çocuklarda daha az görülen böbrek yetmezliklerinin daha çok doğumsal nedenlerden kaynaklandığını söyleyen Koçak, ciddi uyarılarda bulundu.

BELİRTİLERİ VE TEDAVİSİ

Kronik böbrek yetmezliğinde erken tanının önemli olduğuna dikkat çeken Koçak, diyabet, yüksek tansiyon ve aşırı kilonun, böbrek yetmezliğinin önemli nedenleri arasında yer aldığını ifade ediyor. Böbrek yetmezliğinin en doğru tedavisinin böbrek nakli olduğunu vurgulayan Koçak, "Kronik böbrek yetmezliği hiçbir belirti vermeden de gelişebilir" diyerek sözlerine şöyle devam etti.

"Böbreklerin vücut için hayati olan süzme fonksiyonunu tam olarak veya hiç yerine getirememesi böbrek yetmezliği olarak tanımlanabilir. Vücudumuz çalışırken sürekli zehirli atıklar ortaya çıkar. Böbreklerimiz de bu atıkların vücuttan atılmasını sağlar. Kronik böbrek rahatsızlığı durumunda vücut bu atıkları biriktirir. Bir yetişkinde böbreklerin süzme fonksiyonu 80 ile 125 arasındadır. Hastalık başladığında belirti vermez. Süzme oranı 30'lara düştüğünde şikayetler yaşanır. Böbrekler işlevini yüzde 80 yitirmiştir. Kronik böbrek rahatsızlığı ilerlediğinde halsizlik, ödemler artar. Süzme değeri yüzde 10'un altına düştüğünde hastanın yaşamını sürdürmesinin iki yolu vardır. Bunlar diyaliz ve böbrek naklidir."

BASİT BİR TESTLE ANLAMAK MÜMKÜN

Kronik böbrek yetmezliğinde erken tanının önem taşıdığını söyleyen Koçak, şöyle konuştu: "Bu durum basit testlerle anlaşılabilir. İdrarda kan hücrelerinin olması ya da protein atılımının görülmesi böbrek yetmezliğinin erken habercisidir. Aynı zamanda kan testindeki serum kreatinin değerleriyle de böbrek yetmezliği kendini gösterir."

KENDİNİZİ KONTROL EDİN

Böbrek yetmezliği farklı belirtiler de veriyor. Geceleri idrara sık çıkma, kan dolaşımındaki atıklar nedeniyle ciltte kaşıntı, ağızda metalik tat, bulantı, kusma ve iştahsızlık ile üst sırt bölgesinde yaşanan ağrılar böbreklerde sorun olduğunu işaret ediyor.

DOĞAL GIDALAR KORUMA SAĞLAR

Yoğurt

Kalsiyum ve D vitamini zengini yoğurt böbrek sağlığını korur. Özellikle yemek aralarında tüketilen yoğurdun böbrek sistemini düzenleyici ve çalışmasına yardımcı etkisi vardır.

Kabak çekirdeği

Çinko ve demir minerallerini fazlasıyla içeren kabak çekirdeği, Omega-3 etkisi ile de böbrek hastalıklarında etkilidir. Şeker dengeleyici ve böbrek sistemlerini temizleyici etkisi yüksektir.

Elma

Özelikle kırmızı elma, böbrek hastalıklarının tedavisine destek verdiği gibi hastalıklara yakalanmamak için koruyucu bir kalkan görevi de üstlenir. Böbreği temizler ve lif içeriği ile süzme işlemini en iyi şekilde gerçekleştirmesine yardımcı olur. Günde orta boy bir elma böbrek sağlığı için önemlidir.

Balkabağı

Özellikle böbrek taşı sorunlarına karşı etkilidir. Balkabağındaki kalsiyum, böbrek taşı oluşumunu önler.

Maydanoz

C vitamini etkisi yüksek olan maydanoz, böbrekleri temizler ve çalışmasına destek olur.

Mürdüm eriği

Böbrek başta olmak üzere, kalp ve kolesterol hastalıklarına da iyi gelir.

Somon

Omega-3 içeriği yüksek balık grupları, böbrek hastalıklarında toparlayıcı ve tedavi edici role sahiptir.

Pirinç

Pirinç ve pirinç lapaları böbrek hastalıklarında kaybolan kalorilerin yerine konması ve hastalık seyrinin düzelmesi, yaşam kalitesinin artması açısından oldukça önemlidir. Pirinç şeker hastalıklarında dikkatli tüketilmelidir. Yüksek şekeri olan böbrek hastalarında hastalığın seyrini olumsuz yönde değiştirebilir ancak şekerin düzenlendiği durumlarda pirinç bizlere böbreklerin olumlu yönce tedavi edilmesinde yardımcı olur.

Yaban mersini

Böbreklerin korunmasında idrar yollarına antiseptik etki sağlayan doğal bir besin kaynağıdır. Böbrek rahatsızlıklarının giderilmesinde oldukça faydalıdır.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.