tefekkür   (2678 içerik bulundu)

'gözün Zekatı' Kainatı Tefekkür Etmektir

Göz… Her an binlerce işlemin gerçekleştiği, insan vücudunun ücreleri  yenilenemeyen tek bölgesi... Bu yüzden; neye nasıl baktığına çok dikkat etmeli insan. Gözü

Çocuklara Kur'an'ı Nasıl Tefekkür Ettirebiliriz?

Bir hedefe ulaşmak için nasıl vâsıtalara ihtiyaç varsa, tefekkürün de gerçekleşmesi için bazı vasıtaları kullanmak, daha verimli bir faaliyet yapmamızı sağlayac

Tefekkür Etmek Nasıl Olur?

Yüce Rabbimiz, bizden ısrarla hem kendimizi hem tabiatı tefekkür etmemizi ister. Kur’ân-ı Kerîm’in yaklaşık 150 yerinde ilâhî azamet ve kudret nakışlarını düşün

Baharı Tefekkür

Bahar, yüreğimizde patlayan ilâhî duyguların insanî ve İslamî tezahürleri ile önce bizi, sonra çevremizi ihyâ etmelidir. Gönlümüzdeki baharın cemreli, etrafımız

Peygamber Efendimizin Tefekkürü

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, kendisine peygamberlik vazifesi verilmeden önce de sükûtu ve tefekkürü çok severdi. Nübüvvetine yakın zamanlarda halve

Kendimizi Tefekkür Nasıl Ederiz?

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, insanın kendini nasıl tefekkür edeceğini anlatıyor...

Yaprağı Düşünürken Allah'ı Tefekkür

Sadi Şirazi, “Bir tek ağaç yaprağı bile O’nu tanımak için bir divandır” diyor. Gerçekten de bir yaprak incelendiğinde Şirazi’nin bu tespiti açıkça görülecektir.

Tefekkürde Derinleşmek Ne Demektir?

Tefekkürde derinleşmek için atılacak ilk adım, etrâfa ibret nazarıyla bakmaktır. Zira, Kur’ân-ı Kerîm’de Allâh’ın nîmetleri sayıldıktan sonra, insanlara defalar

Tefekkür Gibi İbadet Yok!

Cenâb-ı Hak, “Düşünmez misiniz, idrak etmez misiniz, ey akıl sahipleri!..” diye akıllarımıza, vicdanlarımıza hitap ediyor. Hikmetleriyle kalbimizi ve aklımızı i

İmanda Tefekkür Derinliği

Kur’ân-ı Kerîm’de tefekkür ve tezekkürü hatırlatan pek çok âyet-i kerîme var.1 Bunlar içinde Âl-i İmrân sûresine bakıyoruz; şöyle buyruluyor: “Göklerin ve yerin

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.