Allah'a (c.c.) Yaklaştıran Ameller

Kulu Allah'a (c.c) yaklaştıran on haslet nedir? Kul Allah'a (c.c.) yakın olmak için neler yapmalıdır?

Cenâb-ı Hak, Ramazan orucunu emreden âyetten sonraki âyette şöyle buyurur:

(Ey Habîbim!) Kullarım Sana Ben’i sorduğunda (Sen kullarıma söyle:)

  • Ben çok yakınım.
  • Bana duâ ettikleri vakit, duâ edenin dileğine karşılık veririm.

O hâlde (kullarım da) Ben’im davetime uysunlar ve Bana inansınlar ki doğru yolu bulsunlar.” (el-Bakara, 186)

Cenâb-ı Hak bize yakın olduğunu bildirmekte.

Kendimize soralım:

Biz Cenâb-ı Hakk’a ne kadar yakınız?

Meşhur kıssada; Şiblî Hazretleri’nin hatırlattığı gibi; Cenâb-ı Hak bize âhirette soracak:

“Kulum Ben seninle idim, ya sen kiminle idin?”

Cenâb-ı Hak ile olmak, O’nun yakınlığına icâbet etmek ne ile mümkün?

  1. O’nun cemâlî vasıflarına bürünebilmemiz ile… Yani merhametli, cömert, affedici, sabredici, selâmet ve emânet telkin edici, ayıpları örtücü, hilm sahibi olmakla mümkün.
  2. O’nun ilâhî tâlimatları etrafındaki gayretlerimizle…
  3. Kur’ân-ı Kerîm’e olan yakınlığımızla…
  4. Kur’ân-ı Kerîm’e hizmetlerimizle…
  5. Müslümanların dertleriyle dertlenmemizle…
  6. Gariplerin ve kimsesizlerin hayır duâlarını alabilmemizle…
  7. Bütün mahlûkāta Hâlık’ın nazarıyla bakabilmemizle…
  8. Bilhassa yavrularımızı Kur’ân iklimi ve ahlâkı üzere yetiştirmemizle…
  9. Esas tahsilin Kur’ân-ı Kerim tahsili olduğunun şuur ve idrâki ile mümkün.
  10. Müsterşidi irşâd etmemiz, yani irşad bekleyenleri Kur’ân-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyye ile irşâd etmemizle mümkün.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2020 Ay: Nisan, Sayı: 182

İslam ve İhsan

PEYGAMBER EFENDİMİZE MÂNEN YAKIN OLANLAR KİMLERDİR?

Peygamber Efendimize Mânen Yakın Olanlar Kimlerdir?

RAMAZAN AYINDA YAPILACAK İBADETLER

Ramazan Ayında Yapılacak İbadetler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.