Teravihi 7 Farklı İmamla Kılıyorlar

Sakarya Üniversitesinde okuyan Yemen, Filistin, Fildişi Sahilleri, Benin ve Nijerli öğrenciler, ülkelerindeki geleneksel cübbelerini giyerek Kampüs Camisi'nde teravih namazı kıldırıyor.

Sakarya Üniversitesinde (SAÜ) öğrenim gören yabancı uyruklu 7 öğrenci, Ramazan ayı münasebetiyle üniversite camisinde teravih namazı kıldırıyor.

Yemen, Filistin, Fildişi Sahilleri, Benin ve Nijer uyruklu öğrenciler, Kampüs Camisi'nde eda edilen teravih namazlarında, giydikleri yöresel cübbeleriyle her dört rekatta bir mihraba geçerek imamlık yapıyor. Her biri hafız olan öğrencilerin çeşitli kıraat, lehçe ve makamda Kur'an ayetlerini okuması, İslam dünyasının farklı ırklarda yaşadığı birlikteliği, birlik ruhunu yansıtıyor.

Cami imamı Ahmet Ali Kul, SAÜ'ye 107 ülkeden gelen öğrencilerden ses ve kıraatları güzel olanlar ile hafızları camiye çağırdıklarını söyledi.

Kul, 2013'ten bu yana imamlık yaptığı camiye gelen hafız öğrencileri, gerek vakit gerek cuma namazlarında görevlendirdiklerini belirterek, kandil gecelerinde ve Ramazan ayında Kur'an-ı Kerim okuduklarını kaydetti.

MUHACİRLERE ENSAR OLMAYA GAYRET EDİYORUZ

Ahmet Ali Kul, "Yemen, Filistin, Fildişi Sahilleri, Benin ve Nijer'den gelen hafız arkadaşlarımızla namaz kıldırıyoruz. Farklı bir ses, farklı bir lehçe. Bu hem camimiz adına hem de kardeşlerimiz adına güzel bir etkinlik. Kardeşlerimizin aramızda olması, özellikle Ramazan ayında mihrapta olmaları bizim için bir mutluluktur ki, imamın bir diğer imama en güzel ikramı mihraptır, kürsüdür, minberdir. Biz ensarız kardeşlerimiz muhacir. Muhacirlere ensar olmaya gayret ediyoruz." dedi.

TÜRKİYE İSLAM ÜLKELERİNİN KALBİDİR

Teravih kıldıran SAÜ İlahiyat Fakültesi doktora öğrencisi Filistinli Şadi Kaddumi, 9 ay önce Türkiye'ye geldiğini anlattı.

Kaddumi, Türk kültürünün Filistin'den çok farklı olduğunu, orada teravih namazının en fazla 12 rekat kılındığını kaydederek, "Türkiye'ye gelen hafızlar namaz kıldırıyorlar. Bu çok güzel bir şey çünkü hepimiz Müslümanız, kardeşiz. Ben de namaz kıldırıyorum, çok mutluyum. Türkiye çok güzel bir ülke, insanlar çok yardımsever. Sakarya'ya gelme sebebim, hem çok ucuz hem de İlahiyat Fakültesinin çok güçlü olması. Ayrıca burada arkadaşlarım var." şeklinde konuştu.

Yemenli Ahmed Elezzi ise dört yıldır Sakarya'da yaşadığını ve uygulamanın başladığı ilk Ramazan'dan bu yana Kampüs Camisi'nde teravih namazı kıldırdığını söyledi. Türkiye'de olmaktan mutluluk duyduğunu dile getiren Elezzi, "Gerçekten çok güzel, imamlık yaptığım için mutluyum. Burada her ülkeden insan var, Mekke ve Medine'deki atmosferi hissediyorum. Türkiye İslam ülkelerinin kalbidir." ifadesini kullandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.