yolcu

Peygamber Efendimiz'in Sefere Çıkma Sünneti

Kâ’b İbni Mâlik radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem Tebük Gazvesi’ne perşembe günü çıktı. Zaten Hz. Peygamber genellikle perşembe günü yolculuğa çıkmayı severdi. (Buhârî, Cihâd 103)

Misafire İkram Bir Medeniyet Mirası

Kur’ân-ı Kerîm’de yolda kalmışlara ve yolculara yardımcı olunması, Rabbimizin sık sık dikkat çektiği hayırlardandır. Ecdâdımız bu mesajı doğru anlamış ve bu uğurda nice müesseseler oluşturmuştur. Yolculuk, bir anlamda gurbette garip olmaktır. Mahzunlaşmaktır. Mahzunun yanında olmak ise her zaman büyük bir hayırdır.

Malını Müslümanlara Vakfeden Allah Dostu

Ubeydullah Ahrâr Hazretleri, bütün gelirlerini, medreselerdeki ulemâya, talebelere; tekke, zâviye ve câmilerdeki sûfîlere; yolculara, ihtiyaç sahibi müslümanların istifâdesi için tesis edilen vakıflara akıtırdı.

Necip Fazıl Şiirinde O Yeri Anlatıyor

Büyük Doğu Mimarı Üstad Necip Fazıl Kısakürek, 1930'da yazdığı "Tabut" şiiri ile dünya hayatındaki "son yolculuğu" anlatıyor bizlere.

Otobüslerde Kadın Yolcular İçin Gece Düzenlemesi

İETT otobüslerini kullanan kadın yolcuların saat 22.00'den sonra istedikleri noktada iniş yapabilmelerine olanak sağlayan düzenlemeyi içeren önerge İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'ne sunuldu.

Trafik Kazalarına Neden Olan Kusurlar

Türkiye İstitatistik Kurumu (TİK) verilerine göre tarfik kazalarının yıllara göre sebepleri ve oranları...

Dünyadan El-etek Çekmeli mi?

Ömrümüzün günleri takvimlerdeki yıllara eş akıp giderken, bu akışa “dur” deme imkanı olmayan bizler o gidişe kapılmakta, dünyanın bin bir türlü hali içinde hep birlikte yuvarlanıp gitmekteyiz. Bu, hiç kuşkusuz mecburi/zorunlu bir yolculuk halidir. Bizler de pek tabii olarak doğumla başlayıp ölümle âhirete uzanan bu yolun yolcularıyız.

Komşu Hakkı Nedir? Kimler Komşu Sayılır?

Komşuluk hakkı, saygı duyularak gözetilmesi gereken önemli bir görevdir. Cebrâil (as)'ın gelip gittikçe bu konu üzerinde ısrarla durması ve Peygamber Efendimiz'in komşuyu komşuya mirasçı kılınacağını zannetmesi çok anlamlıdır. Komşularla iyi geçinmeli, onlara zarar vermemeli, sevinç ve kederlerine ortak olmalıdır.

Mahremsiz Yolculuk Yapılır mı?

İslam'a göre bir kadının mahremi olmadan “yolculuk/sefer” şartlarını taşıyan bir yere tek başına gitmesi câiz midir? Kadın hangi şartlarda yolculuk yapabilir? Kadının yolculuk kuralları nelerdir? İşte cevaplar...

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.