Suriye'de 1 Milyon 300 Bin Kişi Yerinden Edildi

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Suriye'de geçen yıl yaşanan çatışmalar, saldırılar ve anlaşmalar nedeniyle çoğunluğu Beşşar Esed rejimi tarafından olmak üzere yaklaşık 1 milyon 300 bin kişinin yerlerinden edildiğini bildirdi.

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Suriye'de 2017 yılındaki göçler, yaşanan çatışmalar, saldırılarda ölenler, tutuklamalar ve kullanılan silahlara ilişkin geniş bir rapor yayımladı.

Raporda, ülkede geçen yıl yaşanan çatışmalar ve saldırılar yüzünden yaklaşık bir milyon 300 bin kişinin zorunlu toplu göçlere maruz kaldığı açıklandı.

Rapora göre, terör örgütü PYD/PKK ve DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyon güçleri ittifakı ile rejim ve Rus ittifakının Rakka iline yönelik geçen yılki saldırıları sonrası yaklaşık 450 bin sivil göç etmek zorunda kaldı.

Ağın raporunda, "Rejim-Rus ittifakının Deyrizor'a yönelik saldırılarında Fırat Nehri'nin doğusundaki bölgeden yaklaşık 450 bin sivil nehrin karşı kıyısına göç etti." ifadelerine yer verildi.

Raporda, rejim ve Rus güçlerinin 2017'nin sonlarında Hama ve İdlib ilinin güney kırsalına yoğun saldırıları yüzünden kentin kuzey kırsalına yaklaşık 300 bin kişinin göç ettiği belirtildi.

Rejimin abluka ve demografik yapıyı değiştirme politikasının anlatıldığı raporda, rejim ve destekçilerinin abluka altındaki bazı bölgeleri geçen sene tahliye ve göç anlaşmalarını imzalamaya zorladığına ve on binlerce sivil ve askeri muhalifin farklı bölgelere göç ettiğine yer verildi.

10 BİNDEN FAZLA SİVİL ÖLDÜRÜLDÜ

SNHR raporunda, Suriye'de 2017 yılında büyük bölümü Beşşar Esed rejimi tarafından olmak üzere 10 bin 204 sivilin öldürüldüğü kaydedildi.

Raporda, Esed rejiminin geçen yıl yaptığı işkenceler ve düzenlediği saldırılarda 754'ü çocuk, 591'i kadın 4 bin 148 sivili öldürdüğü bildirilirken, Rus güçlerinin saldırılarında 439'u çocuk, 284'ü kadın bin 436 sivilin hayatını kaybettiği aktarıldı.

Terör örgütü PYD/PKK'nın 58'i çocuk, 54'ü kadın toplam 316 sivili katlettiği kaydedilen raporda, terör örgütü DEAŞ'ın 281'i çocuk, 148'i kadın bin 421 sivilin hayatını kaybetmesine yol açtığı ifade edildi.

DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyon güçlerinin saldırılarında 521'i çocuk, 332'si kadın toplam bin 759 sivilin öldüğü belirtilen raporda, askeri muhalifler ve rejim karşıtı grupların rejimle çatışmaları sonucu ise 47'si çocuk, 30'u kadın 211 sivilin yaşamını yitirdiği vurgulandı.

Raporda, kimliği bilinmeyen tarafların 198'i çocuk, 97'si kadın 913 sivili öldürdüğü kaydedildi.

"TUTUKLULARIN SAYISI 215 BİNDEN FAZLA"

Geçen yıl 6 bin 517 kişinin keyfi şekilde tutuklandığı bilgisine yer verilen rapora göre, rejim güçleri 4 bin 796, PYD/PKK 647, DEAŞ terör örgütü 539, askeri muhalifler ve rejim karşıtı silahlı gruplar ise 535 kişiyi keyfi bir şekilde alıkoydu.

SNHR raporunda, "SNHR, şu ana kadar tutuklu olanlardan 117 bininin listesini elinde bulunduruyor. Ancak tahminlerimize göre, tutukluların sayısı 215 binden fazla. Bu rakamların yüzde 99'u Suriye rejimi tarafından tutsak." ifadelerine yer verdi.

Raporda, 211'i rejim tarafından olmak üzere 232 sivilin işkence görerek yaşamını yitirdiği bildirildi.

REJİM GÜÇLERİ 17 KİMYASAL SİLAH SALDIRISI YAPTI

İnceleme ve görüntülerle pek çok olayı belgeleyen Ağ, rejimin geçen yıl ülkede 17 kimyasal silah saldırısı yaptığını açıkladı.

Raporda, rejim güçlerinin bu tür saldırılarında sarin gazı kullandığını vurgularken, Han Şeyhun saldırısından sonra da 7 kez kimyasal silah kullandığı ifade edildi.

Rejim güçlerinin saldırılarında misket bombası ile yakıcı silahlar da kullandığı tespit edildi.

Raporun "Tavsiyeler" bölümünde, sivilleri hedef alan bütün saldırıların bir an önce durması çağrısı yapılarak, suçluların yargılanması istendi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.