Rusya'nın Suriye'deki Korkusu!

Terör, içeride Türkiye’nin bir numaralı gündemi olurken dışarıda ise Rusya’nın Suriye’den kısmî de olsa asker çekme kararı, Suriye’nin kuzeyinde ilan edilen federalizm tartışmaları ve Türkiye ile AB arasında uzlaşı ile sonuçlanan mülteci eksenli görüşme trafiği geçen ayın gündeminde öne çıkan konular oldu.

Suriye’de 6,5 aydır savaşan Rusya’nın güçlerini azaltma kararı uluslararası çevrelerde hem sürpriz hem de ihtiyatla karşılandı.

Putin’in çekilme kararına ilişkin birçok neden sıralanırken Rusya’nın gerçek niyetinin ne olduğu net olarak anlaşılamadı.

Kremlin’in örtülü hedeflerini kısmen gerçekleştirmiş olmasının altı çizilmekle birlikte Rusya’nın neden çekildiğine ilişkin olarak en çok ekonomik sebepler ön plana çıkartıldı. Londra merkezli IHS araştırma merkezi, Kasım 2015’te Rusya’nın Suriye’deki hava operasyonları ve askeri varlığının bir günlük maliyetinin 2,4 ile 4 milyon dolar arasında değiştiğini açıklamıştı. Aralık ayında yayınlanan Rusya kaynaklı analizler ise maliyetin 4 milyondan 8 milyon dolara çıktığını yazmıştı. Petrol fiyatlarında istikrarsızlık göz önüne alındığında Rusya’nın bu işgalinin çok da sürdüremeyeceği zaten dillendiriliyordu.

SURİYE'DE RUSYA'YI NELER TEDİRGİN EDİYOR?

200 bin askerle tatbikat yapan İslam Ordusu faktörü, Türkiye’nin Suudi Arabistan’la birlikte Suriye’de operasyon yapacağı haberleri…

Rusya içerisinde yaşayan 20 milyon Müslüman nüfusun öfkesini çekme ihtimali...

Öldürülen üst düzey Rus askerlerin sayısının artması endişesi…

Suriye, Ruslar için yeni Afganistan olacak söylemi…

Rusya’da yaklaşan seçimler, uluslararası analizlerde Putin’i tedirgin eden, kısmi de olsa çekilmeye iten nedenler arasında sıralandı.

Rusya’nın belirlediği çizginin dışına çıkma sinyalleri veren Esed rejimini bir anlamda terbiye etme girişimi olarak da okundu Rusya’nın çekilme kararı...

Peki Putin’in bu çekilme kararının Suriye krizi üzerindeki etkileri ne olacak?

Bu kararı Suriye’de dengeleri değiştirebilecek bir karar olarak okumak mümkün mü?

Cenevre’de süren görüşmelerin sonucunun ve sahada dengeleri değiştirebilecek radikal gelişmelerin Rusya’nın bundan sonraki stratejisini belirlemede etkili olacağının altı çiziliyor. Rusya’nın kısa sürede yeniden bölgeye dönme potansiyeli göz önüne alındığında bu çekilme temkinli iyimserlikle karşılanıyor.

Kaynak: Beytullah Demircioğlu, Altınoluk Dergisi, 362. Sayı, Nisan 2016

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.