Ramazan Coşkusunu ‘tekne Orucu’ İle Yaşıyorlar

Ramazan’ın manevi ikliminden etkilenen ancak bünyesinin kaldıramaması nedeniyle orucun tamamını tutamayan çocuklar, “tekne orucu”yla Ramazan’ı hissediyor.

“11 Ayın Sultanı” olarak adlandırılan Ramazan’da kimi çocuk “tekne orucu” tutarak, kimi pide kuyruğunda uzun süre bekleyip büyüklerine sıcacık pide götürerek, kimi uykulu gözlerle de olsa sahur sofrasına oturarak Ramazan coşkusunu yaşıyor.

Anadolu Ajansı (AA) “tekne orucu” tutan Kırklarelili 8 yaşındaki Arda Yağız Çanlı’nın Ramazan’da bir gününe eşlik etti.

Aile fertlerinin oturduğu apartmanda yaşayan Arda, sahurunu yapması sonrası daldığı uykusundan anne ve babasının işte olması nedeniyle babaannesi tarafından uyandırılıp, okuluna uğurlanıyor.

“TEKNE ORUCU”NU SUYLA AÇIYOR

Okulundaki o günkü eğitiminin yarısını tamamlayan Arda, öğle vakti yine babaannesinin kurduğu sofraya kuruluyor. Kahvaltılık sofrada dua eden küçük Arda, “tekne orucu”nu suyla açıyor.

Tekrar okuluna hareket eden Arda, okul gününü tamamlamasının ardından evde yaptığı “şekerleme” sonrası mahalleden arkadaşlarıyla futbol oynuyor.

Dedesinin seslenmesiyle parayı kapan Arda, aile sofrası için sıcak pide alacağı fırının yolunu tutuyor. Susamlı, mis kokulu pideleri bisikletiyle sofraya ulaştıran küçük Arda, cami önüne geçerek akşam ezanını beklemeye başlıyor. Ezanı duyar duymaz eve koşan Arda Yağız, anne, baba ve aile büyükleriyle iftar etmenin mutluluğunu yaşıyor.

ORUÇ TUTTUĞUNDA HUZURLU HİSSEDİYOR

Arda Yağız Çanlı, oruç tuttuğunda içinde bir huzur hissettiğini söyledi. Yaşının küçük olması nedeniyle “tekne orucu” tuttuğunu belirten Çanlı, Ramazan’da çocuk olmanın ayrı bir duygu olduğunu söyledi.

Dedesi ve babaannesinin önerisiyle 2 yıldır “tekne orucu” tuttuğunu dile getiren Çanlı, “Oruç tutunca içimde bir huzur hissediyorum. Ben 2 yıldır tekne orucu tutuyorum. Okuldaki arkadaşlarıma da tekne orucu tutmalarını öneriyorum. Yediden yetmişe kadar sağlıklı olan herkese oruç tutmayı öneriyorum. Öğlene kadar oruç tutuyorum. Öğlen arasında ise dua ederek orucumu açıyorum.” dedi.

“CAMİDEN KOŞARAK GELMESİNİ BİR GÖRSENİZ...”

Babaanne Hamide Çanlı (76) ise kendisinin de 9 yaşında “tekne orucu” tutmaya başladığını ve bu nedenle de toruna bu eğitimi vermeye özen gösterdiğini söyledi.

Torunun küçük yaşta “tekne orucu” tutmasından büyük bir mutluluk ve gurur duyduğunu vurgulayan Çanlı, “Torunum da öğlene kadar orucunu tutuyor. Öğle arası okuldan gelince orucunu açıyor. Dua okuyor ben de onu izliyorum. Akşamüstü olduğunda ise dedesi onu fırına gönderiyor. Fırından gelerek caminin önünde ezanın okunmasını bekliyor. Camiden koşarak gelmesini bir görseniz... Onun o mutluluğunu görünce, dünyalar bizim oluyor.” ifadelerini kullandı.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.