Kur'an Kursu Öğrencileri Tarihe Yolculuk Yaptı

Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki Kur'an kursu öğrencileri, müze gezisi ile tarihe yönelik de bilgi sahibi oluyor.

Diyarbakır Müze Müdürlüğü ile Sur İlçe Müftülüğünce hayata geçirilen "Geçmişimizi İyi Bilelim, Geleceğimizi Güzelce İnşa Edelim" projesi kapsamında müzeyle buluşturulan binlerce Kur'an kursu öğrencisi, dini eğitimin yanı sıra müze gezisi ile adeta geçmişe yolculuğa çıkarılıyor.

Proje kapsamında haftanın 3 günü 2'şerli gruplar halinde müzeye götürülen öğrenciler, görevli arkeologlar tarafından teşhir salonlarındaki eserler hakkında bilgilendiriliyor.

Öğrenciler tarihe ve tarihi eserlere ilişkin bilgi sahibi olurken, unutulmaya yüz tutan "üçtaş", "dokuztaş" ve Orta Asya'da oynanan strateji ve zeka oyunu "mangala" ile de gönüllerince eğleniyor, oluşturulan sembolik darphanede sikke basıyor.

Öğrencilerin müze gezisinde ulaşım hizmetleri de Diyarbakır Büyükşehir Belediyesince sağlanıyor.

TARİHİNE SAHİP ÇIKANLAR

Sur İlçe Müftüsü İsmail Fakirullah, uygulanan proje ile Sur ilçesinde merkez ve kırsal mahallelerdeki Kur'an kursu öğrencilerini müzeyle buluşturduklarını söyledi.

Öğrencilere geçmişteki yaşam şartlarının müzede görevli rehberlerce anlatıldığını ifade eden Fakirullah, öğrencilerin geleceklerine ışık tutabilmesi için tarihi iyi bilmeleri gerektiğini vurguladı.

Şu ana kadar bine yakın öğrencinin müze gezisine katıldığını aktaran İsmail Fakirullah, şunları kaydetti:

"Merkez ve kırsal mahallelerimizde yaz Kur'an kurslarımıza kayıtlı 5 bin öğrencimizin nasip olursa hepsini müzeye getireceğiz. Kur'an ve değerler eğitimi ile temel dini bilgileri alıyorlar. Bununla birlikte tarihi de öğreniyorlar. Öğrencilerimiz arasında henüz Diyarbakır merkeze adımını atamayanlar var. Diyarbakır'ı tanıdılar ve bu kadar güzel olduğunu ilk defa gördüler. Çocuklarımıza bunları öğretiyoruz ki; hem tarihimize, hem Diyarbakır'a sahip çıksınlar. İnşallah gelecek adına çok güzel şeyler söyleyebilirim. Tarihine sahip çıkanlar, geleceğine de sahip çıkacaklardır."

GENÇLERİMİZİ İYİ YETİŞTİRİRSEK GELECEĞİMİZ İYİ OLUR

"Yalın bir eğitimle yetişmiş öğrenci topluluğu istemiyoruz. Görüp yaşayan ve bunu hayatına tatbik eden bir nesil istiyoruz." diyen Fakirullah, bu toprakların medeniyetin beşiği olduğunu vurguladı.

İsmail Fakirullah, bu topraklarda medeniyetini bilmeyen bir gençliğin, öğrenci topluluğunun olmasının düşünülemeyeceğine işaret ederek, "İnşallah gelecek bizim bu gençler sayesinde neşet bulacak, sevgi, güzellikler, bilim, hikmet ve değerler içerisinde bütün dünyayı saracaktır." dedi.

Çocuklara, anne ve babaya hürmeti, Allah'ın varlığını ve Peygamber'in kim olduğunu, iyi bir Müslüman nasıl olunabileceğini şimdiden küçük dokunuşlarla öğrettiklerini ifade eden Fakirullah, "Biliyoruz ki; İslam ahlakı bu yaşta öğretilir. İslam ahlakıyla mücehhez olan bir insanın yanlış bir iş içerisinde olması düşünülemez. Gençlerimizi iyi eğitirsek, inşallah emin adımlarla geleceğimizi inşa edeceğiz. Kaybedilecek hiçbir gencimiz yok bizim, hiçbir gencimiz de olmayacak. Hedefimiz öyle. Dokunulmadık hiçbir genç kalmayacak. Kapısı çalınmadık hiçbir kapı kalmayacak." şeklinde konuştu.

İsmail Fakirullah, terörün geçmişte kaldığını, bundan sonra Sur'un, Diyarbakır'ın ve ülkenin güzel şeylerle anılacağını belirtti.

İLK DEFA MÜZEYE GELDİM, ÇOK MUTLUYUM

Geziye katılan Kur'an kursu öğrencisi Ayfer Hafize Maral, Kur'an-ı Kerim eğitimi almaktan duyduğu mutluluğu belirtti.

Bu imkanı kendilerine sağlayan yetkililere teşekkür eden Maral, "İlk defa müzeye geliyorum, çok mutluyum. İçerideki tarihi eserlerin hepsini gördüm. Oyun alanında çok güzel oyunlar oynadım." ifadelerini kullandı.

Rehberlerin müzedeki eserlerle ilgili bilgi kendilerine bilgi verdiğini anlatan Ayfer Hafize Maral, şöyle konuştu:

"Körtik Tepe'den günümüze kadar gelen tarihi eşyalar ve kemikten yapılan aletleri anlattılar. Müze gezisinin geleceğime ışık tutacağından eminim. Özellikle tarih sınavlarında daha da faydası olacak. Geçmişini bilmeyen bir insan, geleceğini de bilemez. Bu da bana çok katkıda bulundu."

Kendilerine bu imkanı sağlayan yetkilere teşekkür ederek, müze gezisiyle geçmişte insanların ne kadar zorluk içinde yaşadığını öğrendiklerini aktaran Emine Ecem Güzelsoy da "Müzeye ilk defa geldim, çok beğendim. Tekrar gelmek isterim." dedi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.